23 Ağustos 2015 Pazar

Motosikletle KARADENİZ Kıyısı :- İstanbul....Artvin

7.Gün/Day 7 :07.08.2015  Cuma/Friday
MOTOSİKLETLE KARADENİZ Gezisi / By MOTORCYCLE to the BLACK SEA

Borçka (Artvin) >>>Ovit Geçiti>>>Ünye (Ordu)  (620 km)

Turun en uzak noktasından artık geriye dönüş başlıyor. Tamamen ahşap otelimizin ahşap odasında uyanıp aşağıda kahvaltıya indim. Bugün parlak güneşli güzel bir gün. Macahel Vadisi 'ni saran yeşil orman pırıl pırıl, içine yerleşmiş ahşap binalar da güneşte güzel bir renk alıyor. Buradaki dağlar Karcal Dağları diye geçiyor. Demli çayla kahvaltımı yaptım. Daha sonra yukarı çıkıp eşyalarımı toparladım.




Bizi buraya getiren minibüs bizleri alacak ve Borçka ‘ya dönüş yolu üzerinde yer alan Karagöl ‘e götürecek. Kaldığımız otelin ilgilileriyle vedalaştıktan sonra minibüsün son sırasındaki sağ uçta yerimi aldım. Şoförümüz Hızır bizi virajlı dar yollardan aşağıya doğru indirmeye başladı. Camili Köyü ve sonrasında tek tük evlerin arasından inerken sola doğru Karagöl yolu ayrıldı. Yaklaşık 20-25 dakika içinde Karagöl ‘e vardık.

Karagöl (bence adı Yeşilgöl olmalı)
Wikipedia ‘dan alıntı :
Karagöl, Şavşat ilçe merkezinin 45 km. kuzeyinde yer almaktadır. Sahara yaylası ise ilçe merkezine 17 km. uzaklıktadır. Karagöl ve çevresinde genel olarak paleojen ve neojen arazileri yer alır. Kayaçlar genellikle sedimenter kökenlidir. Karagöl ve çevresi yer yer vadilerle yarılmıştır. Bu yarılmalar yörede heyelan ve kütle hareketlerinin aktif olmasına neden olmaktadır. Karagöl, rotasyonel olarak kayan kütlenin gerisindeki çanakta biriken suların meydana getirdiği bir heyelan gölüdür. Göl çevresi ladin ve çamların meydana getirdiği yoğun ormanlarla kaplıdır. Ormanlarla çevrili olan Karagöl, ender manzara güzelliklerine sahiptir. Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki Bagat mevkii ve çevresinde çim kayağı pisti niteliğine sahip alanlar vardır.
Sahara yaylasının, yörenin genel olarak örtü bazaltlarından meydana gelen bir jeolojik yapısı vardır. Örtü bazaltlarının sıyrıldığı yerlerde tersiyer arazisi ortaya çıkar. Yer yer derin vadilerle parçalanan yörede eğim değerleri oldukça yüksektir. Sahara, bu eğimli arazide 1700-1800 m.lerde yer alan sınırlı düzlüklerdendir. Orman örtüsü, ladin ve göknarlardan meydana gelmiş olup alt zonlardasarıçam da bulunur. Yörede antropojen step karakterinde sahalar geniş alanlar kaplar. Kocabey yaylası ve çevresinde alpin zona ait bitki türleri yer alır. “
Heyelan sonucu kayan toprağın bir set oluşturmasıyla göle dönüşmüş bir doğal oluşum söz konusu. Yemyeşil yansıyan bir yüzeyi var. Enfes bir doğa manzarası içinde. Park yerinde minibüsten indik ve yürüyerek Karagöl ‘ün Meydanı gibi bir yere geldik. Göl sol tarafımızda ve sağ tarafımızda ahşap binalı kafe var. Oldukça kalabalık bir yer. Gölün hemen kenarında bir de iskele yapmışlar. Burada bir grup fotoğrafı çektik.
Art Riders Karagöl 'de:-Serdar, Can, Uğur, Haluk, Işıl, Aykut, Çetin, Mukadder, Mehmet, Efe, Kerem ve Ali İhsan
Yaklaşık 20 dakika sonra tekrar minibüse binerek Borçka ‘ya doğru yola koyulduk.
Yine virajlı yollardan ancak bu defa güzel ve güneşli bir havada Borçka ‘ya döndük. Çoruh nehrinin hemen üzerinde kurulu Borçka ‘da motorlarımızı bıraktığımız Petrol Ofisi istasyonunda hemen motorlarımıza el atarak sürüş için hazırlıklara başladık.
Minibüsün 14 kişiyi alıp Maral Köyü ‘ne götürmesi ve bekleyerek ertesi günü tekrar
Borçka ‘ya getirmesi kişi başına 35.-TL ‘ye mal oldu.

Borçka 'da bizi bekleyen motorlarımız.
Burada motor kıyafetlerimi giydim. Çantada havasız kaldıkları için biraz rutubet kokusu oluşmuştu. Ancak dışardaki güneşte yaklaşık 15 dakikada tekrar kuruyup havalandılar. Botlarım da kurudu. Benzinimi de aldıktan sonra sürüşe hazırdım. Tek grup halinde önde Uğur Hocamız olmak üzere Hopa, Ardeşen olmak üzere devam ettik. Bu kez hava güzel ve yollar kuru. Dünkü gibi fazla strese gerek kalmadan yol aldık.

Çayeli ‘ne geldiğimizde hemen ilçenin Hopa ‘ya olan çıkışında Kuru fasulyeci Hüsrev ‘de öğle yemeği molası verdik. Büyük ve temiz bir lokanta, tavsiye olunur. Kuru Fasulyesi meşhur. Fasulye İspir ‘den geliyor. Kanımca lezzetli ve kıvamında pişirilmiş kuru fasulye.
Ayrıca ½ porsiyon köfte de yedim. Lezzetli molamızın sonunu yine kahveyle yaptık.

Buradan ayrılırken iki gruba bölündük. Uğur Hocamızın liderliğinde bir grup Ovit Geçidine çıkmak üzere yollandı. Diğer grup ise Haluk Hızlan ‘ın liderliğinde önce Giresun ‘a, Işıl ‘ın motorunu almaya daha sonra da direkt Ünye ‘deki otele doğru yol alacaklar.

Uğur Hocamızın arkasında ben, Kerem, Ali İhsan, Çetin, Efe, Aykut varız. Rize ‘yi yaklaşık 22-25 km Batıya doğru geçince, İyidere ‘den İspir diye bir yol ayrıldı. Buraya daldık. Yol güzel. Hava da kuru ve rahat. Motorlarımızı keyifle sürdük. Bir süre (yaklaşık 15-20 km kadar) geniş bir vadi tabanında düz olarak devam eden yol bir müddet sonra tatlı kıvrımlarla tepelere tırmanmaya başladı. Kalkandere ‘yi geçip de Hurmalık ‘a geldiğimizde denizden 250-300 metre yükselmiştik ve yollar keyifli kıvrımlarla vadi boyunca yükseliyordu. Sağımız ve solumuz dağlık, yemyeşil yerler. Yer yer hayvanlar otluyor. İkizdere ‘ye doğru tırmanıyoruz. Yükseldikçe yer yer sisin oluşturduğu gizemli bir manzaranın içinde gitmeye başladık. Yeni bir yağmur yolu temizlemiş, sular akmış ve dağların arasında akıp giden asfalt yolun keyfini sürüyoruz.

Ovit Dağı 'nda molada:- Uğur, Çetin, Kerem, Efe, Ali İhsan, Aykut ve ben
Uğur Hocam ve Aykut durum değerlendirmesi yaparken.

Ovit 'den İkizdere yönüne:- Efe, Çetin, Kerem, Ali İhsan, Uğur Ertekin, Aykut ve ben.
Yaklaşık 2300 metrelere kadar çıktık. Burada güzel bir dağ manzarasında durduk biraz mola verdik. Fotoğraflar çektik. Anı ölümsüzleştirdik. Kerem ‘in nefis fotoğrafları, portreleri
o mekana değer kattı. Bir süre İspir ‘e giden yolun sağından akan derenin ve etraftaki dağların oluşturduğu gizemli ve nadide manzarayı yaşadık. Yaklaşık 40 dakika buralarda oyalandıktan sonra tekrar motorlarımıza bindik ve geldiğimiz yöne doğru inmeye başladık.
Henüz inmeye başlamıştık ki, bir yamacı döndüğümüzde ani bir sis bulutu karşımızdan gelerek bizi içine aldı. Temkinli bir şekilde bir süre indik. Yaklaşık 1 km içinde gezici bulutun etkisinden kurtulmuştuk.

İkizdere ‘de benzin aldık. Efe motorunun eksilen yağını burada tamamladı. Aşağıya doğru devam. Daha yolumuz var. Sahil yoluna kavuştuktan sonra Batıya, Ünye ‘ye kavuşmaya çalışacağız. Bizim diğer grupla aramızda en azından 2 saat fark oluşmuştur. Güzel bir sürüşle sahil yoluna kadar geldik. Sanıyorum tek yönde Ovit ‘e kadar kat ettiğimiz mesafe 75-80 km. Gidiş dönüş bu 150 km kadar yapıyor. Değdi doğrusu.

Sahil yolundan ver elini Trabzon ve Giresun. Kıyı kıyı gidiyoruz. Ancak Trabzon geçişi Akçaabat ‘ı çıkana kadar yoğun bir trafik rezaleti vardı. Yol çalışması nedeniyle tali yoldan geçiş vermişler. Yüzlerce, binlerce arabanın arasından tam İstanbul trafiğini yaşarcasına geçtik. Uğur Ertekin önde ve ben onun takipçisi olarak bayağı atraksiyonlar çekerek koptuk çıktık. Akçaabat ‘dan sonra rahatladı ortalık. Çok kısa bir sürede Çetin de bize ulaştı.
Bir süre sonra yol kenarında durduk, hemen oradaki büfeden aldığımız dondurmaları yiyerek diğer arkadaşlarımızın gelmesini bekledik.

Giresun ve Ordu ‘yu geçtik. Tünellerden devam ederek Ünye ‘ye vardık. Otelimize vardığımızda saat yaklaşık 21:30 ‘u gösteriyordu. Bizim öncülümüz olan Haluk Hızlan önderliğindeki diğer ekip (Işıl, Serdar, Mehmet ve Mukadder, Can) gelmişler ve otele yerleşmişti. Bizler de yerleştik.

Atik Otel ‘de kalıyoruz. Çok temiz ve modern çizgileri olan rahat bir otel. Tavsiye olunur.
İtinayla tasarlanmış, temiz, modern bir otel. Çalışanları kibar ve dostane tavır içinde. Deniz kenarında ve denize bakan yüksekçe bir terası var. Bu terasdan merdivenlerle inip hemen Karadeniz ‘in kumsalına adım atmak mümkün. Yemek ve kafe tarzında düzenlenmiş. Bugünün yolu ve yorgunluğu sonunda böyle bir oteli hak ettiğimi düşündüm. Güzel bir duş alıp aşağıya, diğer arkadaşların yanına indim. Yemeğe oturdum ve kaya levreği söyledim. Enfes ızgara bir levrek geldi. Porsiyon olacak şekilde düzenlenmiş ve yanında aksesuarıyla birlikte iştahla karnımı doyurdum.

Sohbet ve muhabbetle geceyi ettik. Odama çekildim ve ertesi günü yapacağımız Kastamonu etabının heyecanıyla uykuya daldım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder