7.Gün/Day 7 :07.08.2015 Cuma/Friday
MOTOSİKLETLE KARADENİZ Gezisi / By MOTORCYCLE to the BLACK SEA
Borçka (Artvin) >>>Ovit Geçiti>>>Ünye (Ordu) (620 km)
Turun en uzak noktasından artık geriye dönüş başlıyor. Tamamen ahşap otelimizin ahşap odasında uyanıp aşağıda kahvaltıya indim. Bugün parlak güneşli güzel bir gün. Macahel Vadisi 'ni saran yeşil orman pırıl pırıl, içine yerleşmiş ahşap binalar da güneşte güzel bir renk alıyor. Buradaki dağlar Karcal Dağları diye geçiyor. Demli çayla kahvaltımı yaptım. Daha sonra yukarı çıkıp eşyalarımı toparladım.
Bizi buraya getiren
minibüs bizleri alacak ve Borçka ‘ya dönüş yolu üzerinde yer alan Karagöl ‘e götürecek. Kaldığımız otelin
ilgilileriyle vedalaştıktan sonra minibüsün son sırasındaki sağ uçta yerimi
aldım. Şoförümüz Hızır bizi virajlı dar yollardan aşağıya doğru indirmeye
başladı. Camili Köyü ve sonrasında tek tük evlerin arasından inerken sola doğru
Karagöl yolu ayrıldı. Yaklaşık 20-25 dakika içinde Karagöl ‘e vardık.
Karagöl (bence adı Yeşilgöl olmalı) |
Wikipedia ‘dan alıntı :
“Karagöl,
Şavşat ilçe merkezinin 45 km. kuzeyinde yer almaktadır. Sahara yaylası ise ilçe
merkezine 17 km. uzaklıktadır. Karagöl ve çevresinde genel olarak paleojen ve
neojen arazileri yer alır. Kayaçlar genellikle sedimenter kökenlidir. Karagöl
ve çevresi yer yer vadilerle yarılmıştır. Bu yarılmalar yörede heyelan ve kütle
hareketlerinin aktif olmasına neden olmaktadır. Karagöl, rotasyonel olarak
kayan kütlenin gerisindeki çanakta biriken suların meydana getirdiği bir
heyelan gölüdür. Göl çevresi ladin ve çamların meydana getirdiği yoğun
ormanlarla kaplıdır. Ormanlarla çevrili olan Karagöl, ender manzara
güzelliklerine sahiptir. Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki Bagat mevkii ve
çevresinde çim kayağı pisti niteliğine sahip alanlar vardır.
Sahara yaylasının, yörenin genel olarak örtü bazaltlarından
meydana gelen bir jeolojik yapısı vardır. Örtü bazaltlarının sıyrıldığı
yerlerde tersiyer arazisi ortaya çıkar. Yer yer derin vadilerle parçalanan
yörede eğim değerleri oldukça yüksektir. Sahara, bu eğimli arazide 1700-1800
m.lerde yer alan sınırlı düzlüklerdendir. Orman örtüsü, ladin ve göknarlardan meydana gelmiş olup alt zonlardasarıçam da bulunur. Yörede antropojen step
karakterinde sahalar geniş alanlar kaplar. Kocabey yaylası ve çevresinde alpin
zona ait bitki türleri yer alır. “
Heyelan sonucu kayan
toprağın bir set oluşturmasıyla göle dönüşmüş bir doğal oluşum söz konusu. Yemyeşil
yansıyan bir yüzeyi var. Enfes bir doğa manzarası içinde. Park yerinde minibüsten
indik ve yürüyerek Karagöl ‘ün Meydanı gibi bir yere geldik. Göl sol
tarafımızda ve sağ tarafımızda ahşap binalı kafe var. Oldukça kalabalık bir
yer. Gölün hemen kenarında bir de iskele yapmışlar. Burada bir grup fotoğrafı
çektik.
Art Riders Karagöl 'de:-Serdar, Can, Uğur, Haluk, Işıl, Aykut, Çetin, Mukadder, Mehmet, Efe, Kerem ve Ali İhsan |
Yaklaşık 20 dakika sonra
tekrar minibüse binerek Borçka ‘ya doğru yola koyulduk.
Yine virajlı yollardan
ancak bu defa güzel ve güneşli bir havada Borçka ‘ya döndük. Çoruh nehrinin
hemen üzerinde kurulu Borçka ‘da motorlarımızı bıraktığımız Petrol Ofisi istasyonunda
hemen motorlarımıza el atarak sürüş için hazırlıklara başladık.
Minibüsün 14 kişiyi alıp
Maral Köyü ‘ne götürmesi ve bekleyerek ertesi günü tekrar
Borçka ‘ya getirmesi kişi
başına 35.-TL ‘ye mal oldu.
Borçka 'da bizi bekleyen motorlarımız. |
Burada motor
kıyafetlerimi giydim. Çantada havasız kaldıkları için biraz rutubet kokusu
oluşmuştu. Ancak dışardaki güneşte yaklaşık 15 dakikada tekrar kuruyup
havalandılar. Botlarım da kurudu. Benzinimi de aldıktan sonra sürüşe hazırdım.
Tek grup halinde önde Uğur Hocamız olmak üzere Hopa, Ardeşen olmak üzere devam
ettik. Bu kez hava güzel ve yollar kuru. Dünkü gibi fazla strese gerek kalmadan
yol aldık.
Çayeli ‘ne geldiğimizde
hemen ilçenin Hopa ‘ya olan çıkışında Kuru fasulyeci Hüsrev ‘de öğle yemeği
molası verdik. Büyük ve temiz bir lokanta, tavsiye olunur. Kuru Fasulyesi
meşhur. Fasulye İspir ‘den geliyor. Kanımca lezzetli ve kıvamında pişirilmiş
kuru fasulye.
Ayrıca ½ porsiyon köfte
de yedim. Lezzetli molamızın sonunu yine kahveyle yaptık.
Buradan ayrılırken iki
gruba bölündük. Uğur Hocamızın liderliğinde bir grup Ovit Geçidine çıkmak üzere
yollandı. Diğer grup ise Haluk Hızlan ‘ın liderliğinde önce Giresun ‘a, Işıl ‘ın
motorunu almaya daha sonra da direkt Ünye ‘deki otele doğru yol alacaklar.
Uğur Hocamızın arkasında
ben, Kerem, Ali İhsan, Çetin, Efe, Aykut varız. Rize ‘yi yaklaşık 22-25 km
Batıya doğru geçince, İyidere ‘den İspir diye bir yol ayrıldı. Buraya daldık.
Yol güzel. Hava da kuru ve rahat. Motorlarımızı keyifle sürdük. Bir süre (yaklaşık
15-20 km kadar) geniş bir vadi tabanında düz olarak devam eden yol bir müddet
sonra tatlı kıvrımlarla tepelere tırmanmaya başladı. Kalkandere ‘yi geçip de
Hurmalık ‘a geldiğimizde denizden 250-300 metre yükselmiştik ve yollar keyifli
kıvrımlarla vadi boyunca yükseliyordu. Sağımız ve solumuz dağlık, yemyeşil
yerler. Yer yer hayvanlar otluyor. İkizdere ‘ye doğru tırmanıyoruz. Yükseldikçe
yer yer sisin oluşturduğu gizemli bir manzaranın içinde gitmeye başladık. Yeni bir
yağmur yolu temizlemiş, sular akmış ve dağların arasında akıp giden asfalt
yolun keyfini sürüyoruz.
Yaklaşık 2300 metrelere
kadar çıktık. Burada güzel bir dağ manzarasında durduk biraz mola verdik.
Fotoğraflar çektik. Anı ölümsüzleştirdik. Kerem ‘in nefis fotoğrafları,
portreleri
Ovit Dağı 'nda molada:- Uğur, Çetin, Kerem, Efe, Ali İhsan, Aykut ve ben |
Uğur Hocam ve Aykut durum değerlendirmesi yaparken. |
Ovit 'den İkizdere yönüne:- Efe, Çetin, Kerem, Ali İhsan, Uğur Ertekin, Aykut ve ben. |
o mekana değer kattı. Bir
süre İspir ‘e giden yolun sağından akan derenin ve etraftaki dağların
oluşturduğu gizemli ve nadide manzarayı yaşadık. Yaklaşık 40 dakika buralarda
oyalandıktan sonra tekrar motorlarımıza bindik ve geldiğimiz yöne doğru inmeye
başladık.
Henüz inmeye başlamıştık
ki, bir yamacı döndüğümüzde ani bir sis bulutu karşımızdan gelerek bizi içine
aldı. Temkinli bir şekilde bir süre indik. Yaklaşık 1 km içinde gezici bulutun
etkisinden kurtulmuştuk.
İkizdere ‘de benzin
aldık. Efe motorunun eksilen yağını burada tamamladı. Aşağıya doğru devam. Daha
yolumuz var. Sahil yoluna kavuştuktan sonra Batıya, Ünye ‘ye kavuşmaya
çalışacağız. Bizim diğer grupla aramızda en azından 2 saat fark oluşmuştur.
Güzel bir sürüşle sahil yoluna kadar geldik. Sanıyorum tek yönde Ovit ‘e kadar
kat ettiğimiz mesafe 75-80 km. Gidiş dönüş bu 150 km kadar yapıyor. Değdi
doğrusu.
Sahil yolundan ver elini
Trabzon ve Giresun. Kıyı kıyı gidiyoruz. Ancak Trabzon geçişi Akçaabat ‘ı
çıkana kadar yoğun bir trafik rezaleti vardı. Yol çalışması nedeniyle tali
yoldan geçiş vermişler. Yüzlerce, binlerce arabanın arasından tam İstanbul
trafiğini yaşarcasına geçtik. Uğur Ertekin önde ve ben onun takipçisi olarak
bayağı atraksiyonlar çekerek koptuk çıktık. Akçaabat ‘dan sonra rahatladı
ortalık. Çok kısa bir sürede Çetin de bize ulaştı.
Bir süre sonra yol
kenarında durduk, hemen oradaki büfeden aldığımız dondurmaları yiyerek diğer
arkadaşlarımızın gelmesini bekledik.
Giresun ve Ordu ‘yu
geçtik. Tünellerden devam ederek Ünye ‘ye vardık. Otelimize vardığımızda saat
yaklaşık 21:30 ‘u gösteriyordu. Bizim öncülümüz olan Haluk Hızlan
önderliğindeki diğer ekip (Işıl, Serdar, Mehmet ve Mukadder, Can) gelmişler ve
otele yerleşmişti. Bizler de yerleştik.
Atik Otel ‘de kalıyoruz.
Çok temiz ve modern çizgileri olan rahat bir otel. Tavsiye olunur.
İtinayla tasarlanmış,
temiz, modern bir otel. Çalışanları kibar ve dostane tavır içinde. Deniz
kenarında ve denize bakan yüksekçe bir terası var. Bu terasdan merdivenlerle
inip hemen Karadeniz ‘in kumsalına adım atmak mümkün. Yemek ve kafe tarzında
düzenlenmiş. Bugünün yolu ve yorgunluğu sonunda böyle bir oteli hak ettiğimi
düşündüm. Güzel bir duş alıp aşağıya, diğer arkadaşların yanına indim. Yemeğe
oturdum ve kaya levreği söyledim. Enfes ızgara bir levrek geldi. Porsiyon
olacak şekilde düzenlenmiş ve yanında aksesuarıyla birlikte iştahla karnımı
doyurdum.
Sohbet ve muhabbetle
geceyi ettik. Odama çekildim ve ertesi günü yapacağımız Kastamonu etabının
heyecanıyla uykuya daldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder