9.Gün/Day 9 :09.08.2015 Pazar/Sunday
MOTOSİKLETLE KARADENİZ Gezisi / By MOTORCYCLE to the BLACK SEA
Kastamonu>>>Beykoz (İstanbul) (520km)
Motosikletle Karadeniz
gezimiz 08 Ağustos 2015 tarihinde Kastamonu ‘da kaldığımız Sinan Bey Konağında
yediğimiz akşam yemeğiyle resmen son buldu. Bundan sonra herkes evine, yurduna
doğru motor sürdü. Mersin grubu Güney ‘in sıcağına doğru, İzmir grubu Batı ‘ya
doğru motor sürdü.
Kala kala ben, Efe ve
Uğur Hocamız sona kaldık. Bizim niyetimiz hep birlikte İstanbul ‘a doğru sürüş
yapmak. Dün akşamdan, 'pek acele etmeden 11:00 civarı yola koyuluruz' diye
mutabık kalmıştık. Bizimkiler zaten evde değiller, bekleyen kimse yok. Ayrıca
Kastamonu ‘yu da şöyle kısaca görüp tanımak istemiştim.
Bu gayeyle, sabah uyanıp
kahvaltı bile yapmadan sabah serinliğinde Kastamonu ‘yu gezemeye çıktım. Bir
gece önce motosikletlerle dolu olan Otelimizin önünde sadece 2-3 motosiklet
kalmıştı. Diğer arkadaşların yollara koyulduğunu düşününce turumuzun böylece
geçip bittiğini hüzünle andım.
Kastamonu 'da kaldığımız otel:- Sinan Bey Konağı |
Yürüyerek Merkez ‘e doğru
gittim. Kaldığımız yerden Merkez denilen yer yaklaşık 600 metre içinde. Şehrin
içinden akmakta olan Karaçomak Deresi boyunca yürüyorum.
Solda Kastamonu
Arkeoloji müzesini gördüm. Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllardan kalma bir
bina. Güzel bir bahçe içinde temiz ve düzenli bir yer. Henüz açılmamış,
Kastamonu 'da Karaçomak Deresi |
İsfendiyar Camii |
dönüşte ziyaret etmeyi
planlıyorum. Valiliğin, Hükümet Konağı ‘nın bulunduğu Meydana doğru yürüdüm.
İlgimi çeken bazı binaların fotoğraflarını çektim. Kastamonu ‘ya has ahşap
karkaslı, kerpiç, beyaz boyalı evler var. Birçoğu eskimiş ve harap durumda.
Bazıları tek tük restore edilmiş halde. Bunlar en fazla 3 katlı genişçe
binalar. Pencereleri dar ve yukarıya doğru dikdörtgen. Pencerelerinde, iç
kısımlarında beyaz işlemeli perdeleri var.
Wikipedia ‘dan alıntı :
“Kastamonu evlerinin geleneksel mimari
özelliği her katının günlük yaşama dahil olması ile bilinir.
Kastamonu evleri genellikle üç katlı konak şeklindedir. Birinci kat
genelde daha çok kullanılır. İkinci kat, aile bireylerinin hepsinin ortak
bulunduğu anlarda kullanılır. Üçüncü kat ise yatak oda ve banyoların bulunduğu
özel alanlardır.
Kastamonu’da yer alan konaklarda komşuya
duyulan saygı ve hoşgörü oldukça kendini gösterir. Çünkü etraftaki evlerin
gölgesini ve güneşini işgal etmemek için herkes elinden geleni yapar ve kendine
düşen alanı en iyi değerlendirir. Kastamonu
evlerinin en tipik özelliği İnebolu evlerinde kendini gösterir. İlçede 350
civarında tescilli konak vardır. İnebolu; dar sokakları ve
tarihini günümüze kadar taşımasıyla dikkat çeker.”
Saray Camii ‘ni gezdikten
sonra Saat Kulesi ‘ne doğru tırmandım. Saat Kulesi bir tepede; Kastamonu
üzerine bakan güzel bir konumda. Buradan hem şehir hem de Kastamonu Kalesi
gayet güzel görünüyor. Burada biraz oyalandım. Pazar sabahı olması nedeniyle
şehir uyanmış değil. Sokaklar ve mekanlar henüz tenha ve sessiz. Saat Kulesi
‘nin hemen etrafında kafe ve lokanta var. Temiz ve itinalı yerler. Henüz boş.
Saat 08:00 civarında çoğunluk uyuyor anlaşılan.
Kastamonu, Saray Camii |
Saat Kulesi ‘nden aşağıya indim ve Meydanı geçerek Yılanlı Camii ‘ni ve bununla entegre olan Yılanlı Külliye ‘sini gezdim. Avlusu küçük ama dinlendirici. Buradan çıkar çıkmaz Nasrullah Camii ‘ni dıştan gördüm.
Yılanlı Camii avlusu |
Yılanlı Külliye 'nin giriş kapısı |
Nasrullah Camii Şadırvanı |
Yine yürüyerek kaldığımız
Sinan Bey Konağı ‘na doğru yürüdüm. Henüz açılmış olan Müzeyi ziyaret ettim.
Giriş katında Atatürk ‘ün şapka devrimi için geldiği döneme ilişkin güzel bir
bölüm vardı. Çalışma masası, yemek takımları, bazı kıyafetleri ve birkaç da
fotoğraftan oluşan bu bölümü gezdim. Sonra Kastamonu ve civarından çıkarılan
bazı arkeolojik eserleri gezdim. Müze çok büyük değil. Ama özenle hazırlanmış.
Buradan çıkıp Sinan Bey
Konağına geldim. Kahvaltıya oturdum. Küçük bahçede kahvaltımı yaptım. Daha
sonra odama geçip motosiklet öncesi hazırlıklarımı yaptım.
Kastamonu, Arkeoloji Müzesi |
Atamızın Kastamonu 'da kullandığı çalışma masası |
Tekrar yukarı çıktığımda
Efe ve Uğur Hoca birlikte oturuyorlardı, onlara katıldım.
Güzel bir sohbet
eşliğinde çayımızı içtik.
Saat 11:00 civarı
motorlarımıza binerek yola koyulduk. Karabük üzerinden Gerede ve otoyolu
takiben İstanbul ‘a süreceğiz. Hava güneşli, buna karşın fazla sıcak değil.
Durmaksızın Karabük ‘e kadar geldik. Burada bir benzincide durduk benzin aldık.
Uğur ve Efe motorlarına su tuttular. Ben bu tür işlemleri evime bıraktım.
Yola devam ettik. Yol
kalitesi filan iyi. Gerede ‘den otobana bağlandık. Otoyol üzerinde
İstanbul 'a varış öncesi birlikte dinleniyoruz:-Efe, Uğur Ertekin ve ben. |
Kocaeli ‘ni İstanbul ‘a
doğru çıkışta BP benzincide durduk, benzin aldık. Biraz dinlenmek işe yaradı.
Zira bundan sonra trafik yoğun mu yoğun. Otoyolda neredeyse otomobil akıyor
İstanbul yönünde. Gemisini kurtaran kaptan misali aralardan, emniyet
şeritlerinden devam ediyoruz. Böylece İstanbul ‘a vardım. Evime ulaştığımda
saatim 18:24 ‘ü gösteriyordu.
9 gün süren Karadeniz turumuzda ;
3,600 km yaptım, 200 litre benzin yaktım (=925.-TL)
>>>>5,6 lt/100km
Bir dahaki seferleri, gezileri yazmak ümidiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder