24 Ağustos 2015 Pazartesi

Motosikletle KARADENİZ Kıyısı :- İstanbul....Artvin

9.Gün/Day 9 :09.08.2015  Pazar/Sunday
MOTOSİKLETLE KARADENİZ Gezisi / By MOTORCYCLE to the BLACK SEA

Kastamonu>>>Beykoz (İstanbul) (520km)


Motosikletle Karadeniz gezimiz 08 Ağustos 2015 tarihinde Kastamonu ‘da kaldığımız Sinan Bey Konağında yediğimiz akşam yemeğiyle resmen son buldu. Bundan sonra herkes evine, yurduna doğru motor sürdü. Mersin grubu Güney ‘in sıcağına doğru, İzmir grubu Batı ‘ya doğru motor sürdü.

Kala kala ben, Efe ve Uğur Hocamız sona kaldık. Bizim niyetimiz hep birlikte İstanbul ‘a doğru sürüş yapmak. Dün akşamdan, 'pek acele etmeden 11:00 civarı yola koyuluruz' diye mutabık kalmıştık. Bizimkiler zaten evde değiller, bekleyen kimse yok. Ayrıca Kastamonu ‘yu da şöyle kısaca görüp tanımak istemiştim.
Kastamonu 'da kaldığımız otel:- Sinan Bey Konağı
Bu gayeyle, sabah uyanıp kahvaltı bile yapmadan sabah serinliğinde Kastamonu ‘yu gezemeye çıktım. Bir gece önce motosikletlerle dolu olan Otelimizin önünde sadece 2-3 motosiklet kalmıştı. Diğer arkadaşların yollara koyulduğunu düşününce turumuzun böylece geçip bittiğini hüzünle andım.

Yürüyerek Merkez ‘e doğru gittim. Kaldığımız yerden Merkez denilen yer yaklaşık 600 metre içinde. Şehrin içinden akmakta olan Karaçomak Deresi boyunca yürüyorum. 
Kastamonu 'da Karaçomak Deresi
İsfendiyar Camii
Solda Kastamonu Arkeoloji müzesini gördüm. Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllardan kalma bir bina. Güzel bir bahçe içinde temiz ve düzenli bir yer. Henüz açılmamış,
dönüşte ziyaret etmeyi planlıyorum. Valiliğin, Hükümet Konağı ‘nın bulunduğu Meydana doğru yürüdüm. İlgimi çeken bazı binaların fotoğraflarını çektim. Kastamonu ‘ya has ahşap karkaslı, kerpiç, beyaz boyalı evler var. Birçoğu eskimiş ve harap durumda. Bazıları tek tük restore edilmiş halde. Bunlar en fazla 3 katlı genişçe binalar. Pencereleri dar ve yukarıya doğru dikdörtgen. Pencerelerinde, iç kısımlarında beyaz işlemeli perdeleri var.




Wikipedia ‘dan alıntı :
Kastamonu evlerinin geleneksel mimari özelliği her katının günlük yaşama dahil olması ile bilinir. Kastamonu evleri genellikle üç katlı konak şeklindedir. Birinci kat genelde daha çok kullanılır. İkinci kat, aile bireylerinin hepsinin ortak bulunduğu anlarda kullanılır. Üçüncü kat ise yatak oda ve banyoların bulunduğu özel alanlardır.
Kastamonu’da yer alan konaklarda komşuya duyulan saygı ve hoşgörü oldukça kendini gösterir. Çünkü etraftaki evlerin gölgesini ve güneşini işgal etmemek için herkes elinden geleni yapar ve kendine düşen alanı en iyi değerlendirir. Kastamonu evlerinin en tipik özelliği İnebolu evlerinde kendini gösterir. İlçede 350 civarında tescilli konak vardır. İnebolu;  dar sokakları ve tarihini günümüze kadar taşımasıyla dikkat çeker.”


Kastamonu, Saray Camii
Saray Camii ‘ni gezdikten sonra Saat Kulesi ‘ne doğru tırmandım. Saat Kulesi bir tepede; Kastamonu üzerine bakan güzel bir konumda. Buradan hem şehir hem de Kastamonu Kalesi gayet güzel görünüyor. Burada biraz oyalandım. Pazar sabahı olması nedeniyle şehir uyanmış değil. Sokaklar ve mekanlar henüz tenha ve sessiz. Saat Kulesi ‘nin hemen etrafında kafe ve lokanta var. Temiz ve itinalı yerler. Henüz boş. Saat 08:00 civarında çoğunluk uyuyor anlaşılan.



Saat Kulesi ‘nden aşağıya indim ve Meydanı geçerek Yılanlı Camii ‘ni ve bununla entegre olan Yılanlı Külliye ‘sini gezdim. Avlusu küçük ama dinlendirici. Buradan çıkar çıkmaz Nasrullah Camii ‘ni dıştan gördüm.
Yılanlı Camii avlusu
Yılanlı Külliye 'nin giriş kapısı
Nasrullah Camii Şadırvanı
Restorasyon aşamasında olduğundan iç kısımlar ziyarete ve ibadete kapalıydı. Hemen önünde bulunan Şadırvanı da ilginç bir mimariye sahipti. Yan sokaklarda ufak tefek hediyelik satan dükkânlar var. Kastamonu ‘nun helvası meşhur. Pişmaniyeye benzer bir de çekme helvası var.

Yine yürüyerek kaldığımız Sinan Bey Konağı ‘na doğru yürüdüm. Henüz açılmış olan Müzeyi ziyaret ettim. Giriş katında Atatürk ‘ün şapka devrimi için geldiği döneme ilişkin güzel bir bölüm vardı. Çalışma masası, yemek takımları, bazı kıyafetleri ve birkaç da fotoğraftan oluşan bu bölümü gezdim. Sonra Kastamonu ve civarından çıkarılan bazı arkeolojik eserleri gezdim. Müze çok büyük değil. Ama özenle hazırlanmış.

Kastamonu, Arkeoloji Müzesi


Atamızın Kastamonu 'da kullandığı çalışma masası
Buradan çıkıp Sinan Bey Konağına geldim. Kahvaltıya oturdum. Küçük bahçede kahvaltımı yaptım. Daha sonra odama geçip motosiklet öncesi hazırlıklarımı yaptım.
Tekrar yukarı çıktığımda Efe ve Uğur Hoca birlikte oturuyorlardı, onlara katıldım.
Güzel bir sohbet eşliğinde çayımızı içtik.

Saat 11:00 civarı motorlarımıza binerek yola koyulduk. Karabük üzerinden Gerede ve otoyolu takiben İstanbul ‘a süreceğiz. Hava güneşli, buna karşın fazla sıcak değil. Durmaksızın Karabük ‘e kadar geldik. Burada bir benzincide durduk benzin aldık. Uğur ve Efe motorlarına su tuttular. Ben bu tür işlemleri evime bıraktım.
İstanbul 'a varış öncesi birlikte dinleniyoruz:-Efe, Uğur Ertekin ve ben.
Yola devam ettik. Yol kalitesi filan iyi. Gerede ‘den otobana bağlandık. Otoyol üzerinde
Kocaeli ‘ni İstanbul ‘a doğru çıkışta BP benzincide durduk, benzin aldık. Biraz dinlenmek işe yaradı. Zira bundan sonra trafik yoğun mu yoğun. Otoyolda neredeyse otomobil akıyor İstanbul yönünde. Gemisini kurtaran kaptan misali aralardan, emniyet şeritlerinden devam ediyoruz. Böylece İstanbul ‘a vardım. Evime ulaştığımda saatim 18:24 ‘ü gösteriyordu.

9 gün süren Karadeniz turumuzda ;
3,600 km yaptım, 200 litre benzin yaktım (=925.-TL) >>>>5,6 lt/100km

Bir dahaki seferleri, gezileri yazmak ümidiyle…











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder