17 Ağustos 2015 Pazartesi

Motosikletle KARADENİZ Kıyısı :- İstanbul....Artvin


2.Gün/Day 2: 02.08.2015  Pazar / Sunday
MOTOSİKLETLE KARADENİZ Gezisi / By MOTORCYCLE to the BLACK SEA
Amasra (Bartın) >>Sahil Yolundan>>Sinop   (330 km)

Uyandık ve kaldığımız Kirazlar Tatil Köyü ‘nün havuz başında ortalama bir kahvaltı yaptık.
Bugün tamamen Karadeniz sahil yolunun virajlı ve canlı yollarının tadını çıkaracağız. Hava sıcak ve biraz da nemli. Karadeniz için normal hava koşulları. Tabii bazı zamanlarda bunu yağmurun tamamlaması da gerekiyor. Kahvaltı sonrası motorlarımızı hazırladık ve bugün 2 grup halinde süreceğiz. Uğur Ertekin ‘in liderliğindeki 2. Gruptayım. Ben, Işıl, Egemen, Serdar ve Efe birlikteyiz. Işıl ve Egemen‘in motoru hariç hepimizin 1200 cc mertebelerinde motor kapasitesi var.

Sol yanımızda Karadeniz olarak yeşillikler içinde ine çıka ve virajların tadına vara vara sürüş yapıyoruz. Bu arada eğitim amaçlı bu gezinin gözlemli sürüşleri tamamlandıkça yol kenarında uygun yerlerde durup mütalaasını yapıyoruz. Çeşitli çeşme başları, köy kahveleri duraklama ve dinlenme yerlerimiz.

Durak yerlerimizden biri Kurucaşile. Ahşap tekne imalatıyla bilinen bu şirin köy tam deniz kıyısında. Akan derenin döküldüğü yere yakın, tam köprünün yanı başında bir kahveye oturduk. Az şekerli bir kahve söyleyesim geldi; hevesim kursağımda kaldı.Türk kahvesi olmuyormuş. Eleştirilecek bir durum. Ekonomik olduğundan insanlar çay içiyor başka bir şey içmiyor anlaşılan.

Bundan sonra hem eğitim mütalaası hem de dinlenme amaçlı olarak Cide ‘ye bağlı, Giderus Koyu ‘nda durduk. Cide ‘ye daha 6-7 km var gibi. Bir iki kıyı lokantası var burada. Salaş yerler, ama samimi ve dost insanlar işletiyorlar.Ana yoldan yaklaşık 600-700 metre denize doğru inen bir yolu var. Koyun denize bağlanan ağzı pek görünmüyor. Göl gibi bir görüntüsü var. Nefis bir manzara.

Giderus Koyu

Giderus 'daki yaşlı adam


Yaşlı amca fotoğraf çektirmeye çok meraklıydı.
Karnımız ufak ufak acıktı. Aslında öğle yemeğini İnebolu ‘ya planladık. Bu nedenle çayla
birlikte ekmek arasına hafif bir sandviç yaptırıp yarım yarım paylaşıyoruz. Konuşmamız bitince  gözlemli sürüş yapılarak bir sonraki durak noktasına hareket edeceğiz. Bu defa Uğur Ertekin beni izliyor. Ben öndeyim ve Uğur Hoca adeta artçısı Asiye Piliçer ‘le birlikte benim gölgem gibi. Tabii izleniyor olmanın heyecanı ve tedirginliği de benim üzerimde.

Benimle ilgili yorumları almak ve sürüşün kritiğini yapmak üzere yaklaşık 30-35 km ötede bir köy içinde durduk. Çayların eşliğinde Uğur Hoca ‘nın hakkımda yaptığı yorumları ve dile getirdiği olumlu görüşleri beni cesaretlendirdi. Bir kamyonetin sollanması sırasında “sistem” gereği yapmam gereken Pozisyon-Hız-Vites sıralamasını hatalı yapmış olmam ve kamyoneti pozisyondan önce hızlanarak geçmeye çalışmam nedeniyle eleştirildim.
Unutmamak gerek !!!

Bundan sonraki sürüşte arkamda Egemen ve Işıl olmak üzere yola devam ediyorduk ki
bir yerlerde hemen arkamda Egemen ‘in aniden durduğunu gördüm. Ben de 10-15 metre ilerisinde durdum. Kolunu arı sokmuş. İğnesini çıkardık. Acısını dindirmek için arı zehirinin panzehiri olarak Egemen ‘e vücudunun doğal olarak ürettiği amonyağı kullanmasını tavsiye ettim. Şaşırdı ama uyguladı. Rahatlamış olduğunu sonra dile getirdi.

Bu şekilde İnebolu ‘ya vardık. İnebolu ‘da deniz kenarında bir sahil lokantasında mola verdik. Karadeniz ‘in dalgaları hemen önümüzdeki kumlu sahili dövüyordu. Hava sıcak ve nemliydi. Buraya özgün özel bir köfte varmış. Salatayla onu sipariş ettim. Tüm grup bir aradaydık. Önceki grup yemeğini yemiş dinlenmekteydi. Hep birlikte sohbet eşliğinde yaptığımız yolu değerlendirdik.

ART Riding Academy grubu İnebolu 'da.
Bu arada eğitmenimiz Haluk Hızlan ‘ın İnebolu ‘da doktorluk yapan arkadaşı da bizimle oldu. Daha evden çıkarken başlayan sağ gözümdeki kanlanmayı gidermek için İnebolu ‘dan, eczaneden bir damla almak üzere bizimkilerden biraz önce hareket ettim. Durumu bizimkilere bildirdim ve onlarla İnebolu ‘nun yaklaşık 2 km çıkışında benzin istasyonunda buluşma noktasında bekleyeceğimi söyledim.

İlk önce İnebolu ‘dan göz damlası aldım ve sonrasında da  benzin istasyonuna gittim.
Benzinimi doldurdum ve bizimkilerin gelişini bekledim. Benzin istasyonunda yeni bir bilgilendirme yapıldı. Uğur Ertekin, beni ve Efe ‘yi ön gruba ekledi ve bu gruba kendisi
liderlik yaptı.

Çatalzeytin, Türkeli ve Ayancık devamıyla bahçelerin ve nefis manzaranın içinden Sinop ‘a doğru yol aldık. Ayancık 'da mola verdiğimiz son benzincide (Özdemirler Petrol Ofisi) artık hava kararmaya başlamıştı. Bir de Karadeniz ‘in yağmuru kendini gösterdi. Sinop ‘a kalan yaklaşık 60 km ‘mizi yağmurlu ve karanlık bir havada yaptık.

Sinop ‘a çok yaklaştığımızda, düzgün yolların başladığı bir noktada tüm ekip buluştuk ve kalacağımız otele Uğur Hoca ‘nın liderliğinde ulaştık. Güzel bir duştan sonra Sinop ‘un merkezine taksiyle gittik. Sinop ‘a en son 1988-89 ‘da gitmiştim. Sinop ‘un çok değiştiğini ve hatta eski sükûnetinin ve yapısal görüntüsünün artık kalmadığını itiraf etmeliyim.

Söylenenlere göre imar planlarında çok büyük değişiklikler yapılarak binalar yüksek ve sıkışık bir düzende yapılmış. Sokaklar yeterli değil.


Daha sonra taksiyle otelimize döndük ve uyku.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder