5. Gün / Day 5 : 20 Mayıs 2014 - Salı/Tuesday
Tiflis (Gürcistan)
Toplam km : "0" Dinlenme günü
Toplam 1820 km 'lik yol katedilerek yapılan 4 etaplık sürüşten sonra dinlenmek için planladığım bu günün tadını çıkarmak istedim. Ve de ne şanslıyım ki, bir gece öncesinden başlayan yağmur
bugün yaklaşık öğlene kadar sürdü. Bu gerçekten dinlenmek için bir fırsattı. Saat 09:00 'da başlayan kahvaltıyı yarım saat içine yayarak keyifle yaptım. (Otelin kahvaltı saatleri 09 ila 11 arası; bana geç geldi aslında). Hotel Babilina 'nın kahvaltı salonu benim odamın da bulunduğu en üst kattaydı. Şehrin eski kısmının manzarası, başkanlık sarayı, şehrin en büyük katedrali v.s hep ayaklar altında. Masalar 6 kişilik; benim karşımda Latvia 'lı genç bir çift oturuyordu. Kısaca merhabalaştık ve tanıştık.
Kahvaltı biraz kuru kalıyor her nedense. Çaylar da poşet çay ne yazık ki. Yine de domates, salatalık, tuzu fazlaca keçi peyniri, katı haşlanmış yumurta hiç yoktan iyidir. Tabii tereyağı ve erik marmeladını da anmak gerek. Diyet Paşa 'yla köprüleri atmamak için fazla bulaşmadım bunlara.
Kahvaltı bittikten sonra odama çekildim ve hem fotoğraflarla oynaşarak hem de blog 'u yazarak vakit geçti. Yağmurun dindiğini fark edince motorda giydiğim yağmurluğun üst kısmını da alarak
aşağı indim. Otelin sahibesi kadıncağız 1. katta -onlar burayı mekan tutmuşlar, aslında otelin resepsiyonu yok- beni durdurttu. 150.-Lari ödememi aldı ve arkasından da güzel bir sohbet imkanı doğdu. Söylediğine göre 15 km kuzey tarafında Msketa adıyla bilinen küçük bir şehir ve hemen yakınında, tepede Gürcistan 'ın en eski kilise/manastırı bulunuyormuş. Eski dönemlerde de bu şehir kralların başkent olarak kullandıkları yermiş. Latvia 'lı çift de 14:00 'de gitmek üzere organize olmuşlar ve birlikte tek bir otomobille ve de sürücüsü aynı zamanda rehber (?) gide- bilirmişiz. Arabasıyla David geldi üçümüzü otelin önündeki dar sokağın ucundan aldı. David sempatik ve konuşkan bir çocuk. 40 yaşında, temiz görünümlü ve dost canlısı.
Yaklaşık 45 dakikalık bir seyahat sonunda bir tepenin en üst noktasına kurulmuş olan manastıra geldik. Geniş bir alan ve yapı tek başına yıllara direnerek durmuş. Hiç bir restorasyon görmemesine rağmen dimdik ayakta. Tamamı taştan yapılmış bu manastır 400 'lü yıllarda
Kapadokya 'dan gelen bir aziz tarafından yapılmış. İlk önce küçük bir kilise gibi yapılmış ancak ilerleyen zamanda görülen son halini almış. Gürcistan için çok kutsal olduğu gibi insanların da ziyaret noktası durumunda.
Manastırın içi ve tam ortasında 400 'lü yıllarda yapılan ilk çekirdek |
Manastırın bulunduğu tepeden çekilen fotoğraflarda Msketa şehri görünüyor.
Manastırdan Msketa 'ya bakış |
Msketa ve ana karayolu (Azerbaycan ve Ermenistan için Rusya bağlantısı) |
Katedralin kapısından giriş yapılırken SOLu
Muhabiriniz bendeniz Gezegen Caksüt |
Ön cepheden bakıldığında ana kubbe ekseninde 70 cm gibi kaçma var. |
Dua eden kızcağıza bakakaldım. |
Katedralin merkezinde kocaman sembolik bir koltuk var: Tanrı buna oturuyormuş. |
Aşağıdan yukarıdaki manastıra bakalım |
Bir başka dükkanda da bir kadın içi cevizli, fındıklı sucuklar satıyor. Tattık ve bir şeyler aldık. Latvialı yol arkadaşlarım hem şaraplardan hem de cevizli sucuklardan birkaç adet aldılar.
Gürcistan için önemle vurgulanması gereken hususlar : Ucuz bir ülke + Şarap Mükemmel + Cevizli/Fındıklı Sucuk ve Pekmez sevenlere tavsiye edilir.
Katedralin etrafında yer alan yeşil çim çatılı modern mimaride bir bina vardı. Yapılan reformlar sonrasında şeffaflık kazandırdıklarını ifade etmek üzere bu binayı komple camdan yapmışlar.
Rehber David 'in dediğine göre artık her şey şeffaf ve rüşvet, yolsuzluk olmadan hayat sürüyormuş.
Arabaya bindik ve yaklaşık 10 dakikalık bir mesafede büyükçe bir lokanta tesisine (?) gittik.
Burası hem yerel tatlar sunuyor hem de çok çok hesaplıymış. Hakikaten de öyle çıktı.
4 kişi tıka basa ve artık yemek bırakarak 36.-Lari (63.-TL) ye çıktık.
Yediklerimizden biri pilmeni tarzı buharda haşlanarak yapılmış çok iri mantıydı.
Yemekten sonra arabaya bindik ve az serpintili bir yağmurla Tiflis 'e döndük. 30-35 dakika sonra otelimizin önündeydik. İndikten sonra eski şehrin gezilmemiş taraflarına daldım, resim çekerek gezdim.
Cem Bey keyifli yolculuklar.
YanıtlaSilTepedeki manastıra giderken Batum istikametine mi gitmiştiniz? Keza öyle ise ben 2012 yılında Batum dan Tiflise sürerken Yoldan görmüştüm bu mekanı. Hatta Tifliste bize rehberlik eden Oktay arkadaşımızın (Tiflis yerlisi Türk) babasının köyünün buraya çok yakın olduğunu iletmişti.
Çağlar Yamen (Yoldaş)