22 Haziran 2014 Pazar

MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na / By MOTORCYCLE to the SILK ROAD

MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na  /  By MOTORCYCLE to the SILK ROAD
32. Gün  /  Day 32  : 16.06.2014 Pazartesi/Monday
Sınır Kapısı Bazargan (İran) / Gürbulak (Türkiye)>>>Erzurum

Yapılan km : 323

Sabah 06:00 gibi TIR ‘ın içine doğan güneşle uyandım. TIR ‘ların önleri tam Doğu ‘ya bakıyor. Aynı saatlerde TIR Parkında bir hareket başladı. Gece boyunca eritilen gümrük kuyruğuna buradan TIR almaya başladılar. İran gümrüğünde işler yavaş yürüyor. TIR ‘lar eğimli bir yolda yokuş yukarı kuyruğa giriyorlar ve işlemler yapıldıkça yukarıya doğru ilerliyorlar.
Hayatımı rahatlatan TIR 'lar
Sabahın erken saatlerinde toz duman içinde olan TIR Parkında ‘ndan ayrıldım. Saat 07:00 ‘de Polis merkezinde olmaya söz vermiştim. Bizimkiler hala uyuyorlar. Sadece Mehmet uyanmıştı. Ona gideceğimi söyledim ve bizimkilere selamlarımı iletmesini rica ettim.
TIR Parkının kapısının dışından geçen yola çıktım. Bir otomobil durdu ve beni aldı.
Gümrüklü alanın girişine kadar gittim. Yaklaşık 300 metre yürüdüm ve Polis Merkezindeyim. Motoru kontrol ettim ve motorun çantalarını tekrar motora taktım. Çantaların başına bir şey gelmesin diye bir gün öncesinde çantaları söküp Polis Merkezi ‘nin içinde muhafaza etmiştik.

Her şey yolunda görünüyor. Bir aksilik veya eksilme yok eşyalarda ve motorda. Henüz kahvaltı etmemiştim. Dünden nöbette olan polislerle merhabalaştık. Bana kahvaltı olarak bisküvi ikram ettiler. Yeni yapılmış çaydan da almamı söylediler. Sabah sabah iyi geldi. Polislerden biri mollalara karşı. TV 'deki konuşan mollaya atıp tutuyor. Bu arada saat 09:00 ‘a doğru yeni günün polisleri gelmeye başladılar. Nöbet değişimi var. Burada polisler 24 saat hizmet yapıp 48 saat dinleniyorlar. Yeni gelen polislerle de tanıştım. Benim durumumu ve burada bekleme nedenimi yeni gelenlere anlattılar.

Yeni gelen polislerden biri, Reza Ş. yaklaşık 32-35 yaşlarında. Erzurum Üniversitesi ‘nde İngilizce Dili üzerine master yapmış. Gayet güzel Türkçe konuşuyor. Onunla iyi bir muhabbet ortamı oluştu. Polislikten pek memnun görünmüyor. Uluslararası ticarete geçmek istiyor. İran ‘dan dışarıya mermer ve granit satmayı arzuluyor. Karşılıklı e-mail ve telefonlarımızı aldık. Kendisine bazı bilgiler aktaracağımı söyledim. Pek memnun kaldı.
Polislikten aldıkları ücret 300.-USD mertebesindeymiş. Yeterli olmuyormuş.

Bu arada ben Urumiye Konsolosluğumuz ‘dan Ömer bey diye biriyle görüştüm. Ona durumu tekrar özetledim. Bazargan Gümrük Müdürü Abbaspur ‘u arayacaklarını özel olarak benim işlemlerimi hızlandırmak için rica edeceklerini söyledi. Umutlandım.
Yaklaşık ½ saat sonra bana geri dönüş yaptı. Herkesin haberdar olduğunu özellikle Abbaspur ‘un konuyu bizzat takip ettiğini ve Sarakh ‘dan gelecek cevabı hızlandırmak için çabaladıklarını anlattı. Bana beklemekten başka yapacak bir şey olmadığını söyledi.

Derken İran saatiyle 10:40 gibi muameleci İsmail geldi. Bana bir dilekçe daha yazmamız gerektiğini söyledi. Bugün ½ saat içinde beni göndereceklerine dair kuvvetli ifadeler kullandı. Farsça bir dilekçe yazıldı. Ben imzaladım. Bu dilekçeyle birlikte yukarıya, Bazargan Gümrük Kapısına çıktık. Ben motosikletimi de alarak çıktım ve orada tam araç çıkış kapısının ağzına park ettim. Muameleci İsmail ve dünden tanıdığımız kafası kel olan istihbaratçıyla birlikte işlemler için birlikte koşuşturuyoruz. Bu arada dünden tanıştığım Gümrük Müdür Muavini beni gördü. İşlemlerin olduğunu az biraz daha sabretmem gerektiğini söyledi. Diğerlerine bazı talimatlar vererek onları yönlendirdi. Benim işlemler tüm hızıyla yürüyordu. Dünle bugün arasında sanki bir şeyler fark etti. Pasaport çıkış mührümün tarihi dünü gösteriyordu. Bir aksilik olmasın diye bu iptal edilerek bugünün tarihiyle çıkış mührü basıldı. Sonra bizim muameleci İsmail ‘e bir 100.-USD vererek onların zahmetinin karşılığını da ödemiş oldum. Kapıdan beni Türk tarafına uğurladılar ve artık Gürbulak tarafındaydım.

Bizim tarafta pasaport girişi ve araç giriş işlemleri yapıldı. Bizim memurlarımız hem daha bakımlı ve şık, hem de modern görünümlü. İran ‘dan ve diğer gezdiğim ülkelerden çok farklı bir görüntü var. Yaklaşık 40 dakikada motorun çantalarına da bakıldıktan sonra çıktım ve Doğubayazıt ‘a doğru yol almaya başladım. Bu yolu 2012  Ağustos ‘ndan çok iyi hatırlıyorum.
Gürbulak 'dan Ağrı Dağı

Ağrı Dağı önünde
Doğubayazıt, Diyadin ve Taşlıçay. Taşlıçay ‘a girişte yolun kenarında Kavurmacı Hikmet Usta diye bir yer var. Nefis kavurma, haşlama v.s Hararetle tavsiye edilir. 2012 ‘de de yemiştik burada. O zaman Ağrı Dağı tırmanışı sonrası dönüş yaparken yemiştik. Hava güzel, zaman zaman bulutlar yürüyor ama gökyüzü gülüyor ve hava sıcak değil. Motorda seyahat için koşullar çok uygun.

Ağrı ‘dan sonra rotamı Erzurum ‘a çevirdim. Niyetim bu gece Erzurum ‘da konaklamak.
İpek Yolu rotasında değilim ama eve dönüş için bundan daha uygun güzergah yok. Türkiye saatiyle 16:30 gibi Erzurum ‘dayım ve kalacak otel aradım. Şehrin içinde Hotel Dilaver ‘i buldum. Geceliği 80.-TL ve kahvaltı dahil.  Merkezde bir otel. Kaldırımı ise motoru park etmek için uygun. Göz önünde ve otelin bakış alanı içinde bir yer.

6. katta odama yerleştim. Güzel bir duş alıp dışarı çıktım. Otelden çıkıp yukarıya doğru yürüdüm. Amacım Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer alan bazı eski eserleri, binaları görmek. Kaldırım üzerinde küçük taburelerde oturup iki çay içtim. Erzurum ‘da çayhaneler çok yaygın. Meydana geldiğimde yağmur döktürmeye başladı. Kısa süreli bir sağanak geçti. Bir pasaja sığındım. Bu pasajda bir dükkandan oltu taşından yapılmış tespih satın aldım.




Yağmur geçince dışarı çıktım ve meydandaki üstü kapalı medresenin fotoğraflarını çektim.
Cumhuriyet Caddesi boyunca yürüdüm. Az ileride solda küçük bir cami ve devamında sağda Ulu (Atabey) Camisi var. Ulu Cami ‘nin mimarisi çok enteresan. 1179 yılında Saltuklular tarafından inşa edilmiş. Birçok restorasyon geçirmiş. Caminin imamı bana rehberlik etti ve cami hakkında değerli bilgiler verdi. Akustiği ve kolon aksları öne çıkan özellikleri. Ön (kuzey) cephesinde 3 kapısı var ve yan (doğu) cephesinde 2 kapısı var. Fazla detay vermeyeceğim. Araştırmaya ve hatta yerinde görmeye değer.
Ulu (Atabey) Camisi
Ulu (Atabey) Camisi:-Ana sahın (koridor)

Ulu (Atabey) Camisi-Ahşap Kırlangıç Kubbe
Ulu (Atabey) Camisi-Ana minber


Ulu (Atabey) Camisi-Doğu/Batı Sahın
Erzurum ‘ın çifte minaresinde restorasyon vardı. Uzaktan görmek mümkün oldu. Hava karardığı için meydana geri döndüm. 
Erzurum Çifte Minare
Yegör Lokantası ‘nda Çağ Kebap yedim. Lezzetli ve güzel servis var. Tavsiye olunur. ‘Dur’ diyene kadar çağ kebap tek tek şişler halinde tabağınıza getiriliyor. Yanında salata ve acılı ezme sunuluyor. Bir de Erzurum 'a özgü kadayıf sarma gibi bir tatlıları var. tatlı sevenlere tavsiye olunur. 

Buradan çıkıp otele giderken bir berbere girdim. Saç tıraşımı Erzurum ‘da oldum. Erzurum ‘da gözüme çarpan berberlerin fazlalığı. Şehirde yürüyüşüm sırasında bir çok berber dükkanına rastladım. Tıraş olmak aklımda yokken berbere oturmuş oldum.

Daha sonra otelime döndüm ve odama çekildim. Yarınki etap Amasya ‘da son bulacak.

1 yorum:

  1. Macera dolu bir yolculuk olmuş,triptik belgesinin olmaması sizi oldukça yormuş ama sonu iyi bitmişse her şey iyi gitmiş derler.

    YanıtlaSil