MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na / By MOTORCYCLE to the SILK ROAD
32. Gün / Day 32
: 16.06.2014 Pazartesi/Monday
Sınır Kapısı Bazargan (İran) / Gürbulak (Türkiye)>>>Erzurum
Yapılan km : 323
Sabah 06:00 gibi TIR ‘ın
içine doğan güneşle uyandım. TIR ‘ların önleri tam Doğu ‘ya bakıyor. Aynı
saatlerde TIR Parkında bir hareket başladı. Gece boyunca eritilen gümrük
kuyruğuna buradan TIR almaya başladılar. İran gümrüğünde işler yavaş yürüyor.
TIR ‘lar eğimli bir yolda yokuş yukarı kuyruğa giriyorlar ve işlemler yapıldıkça yukarıya
doğru ilerliyorlar.
Sabahın erken saatlerinde
toz duman içinde olan TIR Parkında ‘ndan ayrıldım. Saat 07:00 ‘de Polis
merkezinde olmaya söz vermiştim. Bizimkiler hala uyuyorlar. Sadece Mehmet
uyanmıştı. Ona gideceğimi söyledim ve bizimkilere selamlarımı iletmesini rica
ettim.
Hayatımı rahatlatan TIR 'lar |
TIR Parkının kapısının
dışından geçen yola çıktım. Bir otomobil durdu ve beni aldı.
Gümrüklü alanın girişine
kadar gittim. Yaklaşık 300 metre yürüdüm ve Polis Merkezindeyim. Motoru
kontrol ettim ve motorun çantalarını tekrar motora taktım. Çantaların başına
bir şey gelmesin diye bir gün öncesinde çantaları söküp Polis Merkezi ‘nin
içinde muhafaza etmiştik.
Her şey yolunda
görünüyor. Bir aksilik veya eksilme yok eşyalarda ve motorda. Henüz kahvaltı
etmemiştim. Dünden nöbette olan polislerle merhabalaştık. Bana kahvaltı olarak
bisküvi ikram ettiler. Yeni yapılmış çaydan da almamı söylediler. Sabah sabah
iyi geldi. Polislerden biri mollalara karşı. TV 'deki konuşan mollaya atıp tutuyor. Bu arada saat 09:00 ‘a
doğru yeni günün polisleri gelmeye başladılar. Nöbet değişimi var. Burada
polisler 24 saat hizmet yapıp 48 saat dinleniyorlar. Yeni gelen polislerle de
tanıştım. Benim durumumu ve burada bekleme nedenimi yeni gelenlere anlattılar.
Yeni gelen polislerden
biri, Reza Ş. yaklaşık 32-35 yaşlarında. Erzurum Üniversitesi ‘nde İngilizce
Dili üzerine master yapmış. Gayet güzel Türkçe konuşuyor. Onunla iyi bir
muhabbet ortamı oluştu. Polislikten pek memnun görünmüyor. Uluslararası
ticarete geçmek istiyor. İran ‘dan dışarıya mermer ve granit satmayı arzuluyor.
Karşılıklı e-mail ve telefonlarımızı aldık. Kendisine bazı bilgiler
aktaracağımı söyledim. Pek memnun kaldı.
Polislikten aldıkları
ücret 300.-USD mertebesindeymiş. Yeterli olmuyormuş.
Bu arada ben Urumiye Konsolosluğumuz
‘dan Ömer bey diye biriyle görüştüm. Ona durumu tekrar özetledim. Bazargan
Gümrük Müdürü Abbaspur ‘u arayacaklarını özel olarak benim işlemlerimi
hızlandırmak için rica edeceklerini söyledi. Umutlandım.
Yaklaşık ½ saat sonra
bana geri dönüş yaptı. Herkesin haberdar olduğunu özellikle Abbaspur ‘un konuyu
bizzat takip ettiğini ve Sarakh ‘dan gelecek cevabı hızlandırmak için çabaladıklarını
anlattı. Bana beklemekten başka yapacak bir şey olmadığını söyledi.
Derken İran saatiyle
10:40 gibi muameleci İsmail geldi. Bana bir dilekçe daha yazmamız gerektiğini
söyledi. Bugün ½ saat içinde beni göndereceklerine dair kuvvetli ifadeler
kullandı. Farsça bir dilekçe yazıldı. Ben imzaladım. Bu dilekçeyle
birlikte yukarıya, Bazargan Gümrük Kapısına
çıktık. Ben motosikletimi de alarak çıktım ve orada tam araç çıkış kapısının
ağzına park ettim. Muameleci İsmail ve dünden tanıdığımız kafası kel olan
istihbaratçıyla birlikte işlemler için birlikte koşuşturuyoruz. Bu arada dünden
tanıştığım Gümrük Müdür Muavini beni gördü. İşlemlerin olduğunu az biraz daha
sabretmem gerektiğini söyledi. Diğerlerine bazı talimatlar vererek onları
yönlendirdi. Benim işlemler tüm hızıyla yürüyordu. Dünle bugün arasında sanki
bir şeyler fark etti. Pasaport çıkış mührümün tarihi dünü gösteriyordu. Bir
aksilik olmasın diye bu iptal edilerek bugünün tarihiyle çıkış mührü basıldı.
Sonra bizim muameleci İsmail ‘e bir 100.-USD vererek onların zahmetinin
karşılığını da ödemiş oldum. Kapıdan beni Türk tarafına uğurladılar ve artık Gürbulak
tarafındaydım.
Bizim tarafta pasaport
girişi ve araç giriş işlemleri yapıldı. Bizim memurlarımız hem daha bakımlı ve
şık, hem de modern görünümlü. İran ‘dan ve diğer gezdiğim ülkelerden çok farklı
bir görüntü var. Yaklaşık 40 dakikada motorun çantalarına da bakıldıktan sonra
çıktım ve Doğubayazıt ‘a doğru yol almaya başladım. Bu yolu 2012 Ağustos ‘ndan çok iyi hatırlıyorum.
Doğubayazıt, Diyadin ve
Taşlıçay. Taşlıçay ‘a girişte yolun kenarında Kavurmacı Hikmet Usta diye bir
yer var. Nefis kavurma, haşlama v.s Hararetle tavsiye edilir. 2012 ‘de de
yemiştik burada. O zaman Ağrı Dağı tırmanışı sonrası dönüş yaparken yemiştik. Hava
güzel, zaman zaman bulutlar yürüyor ama gökyüzü gülüyor ve hava sıcak değil.
Motorda seyahat için koşullar çok uygun.
Gürbulak 'dan Ağrı Dağı |
Ağrı Dağı önünde |
Ağrı ‘dan sonra rotamı
Erzurum ‘a çevirdim. Niyetim bu gece Erzurum ‘da konaklamak.
İpek Yolu rotasında
değilim ama eve dönüş için bundan daha uygun güzergah yok. Türkiye saatiyle
16:30 gibi Erzurum ‘dayım ve kalacak otel aradım. Şehrin içinde Hotel Dilaver ‘i
buldum. Geceliği 80.-TL ve kahvaltı dahil. Merkezde bir otel. Kaldırımı ise motoru park etmek
için uygun. Göz önünde ve otelin bakış alanı içinde bir yer.
6. katta odama yerleştim.
Güzel bir duş alıp dışarı çıktım. Otelden çıkıp yukarıya doğru yürüdüm. Amacım
Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer alan bazı eski eserleri, binaları görmek. Kaldırım
üzerinde küçük taburelerde oturup iki çay içtim. Erzurum ‘da çayhaneler çok
yaygın. Meydana geldiğimde yağmur döktürmeye başladı. Kısa süreli bir sağanak
geçti. Bir pasaja sığındım. Bu pasajda bir dükkandan oltu taşından yapılmış
tespih satın aldım.
Yağmur geçince dışarı
çıktım ve meydandaki üstü kapalı medresenin fotoğraflarını çektim.
Cumhuriyet Caddesi
boyunca yürüdüm. Az ileride solda küçük bir cami ve devamında sağda Ulu
(Atabey) Camisi var. Ulu Cami ‘nin mimarisi çok enteresan. 1179 yılında Saltuklular tarafından inşa edilmiş. Birçok restorasyon geçirmiş. Caminin imamı bana rehberlik etti ve cami hakkında değerli bilgiler verdi. Akustiği ve kolon
aksları öne çıkan özellikleri. Ön (kuzey) cephesinde 3 kapısı var ve yan (doğu) cephesinde 2
kapısı var. Fazla detay vermeyeceğim. Araştırmaya ve hatta yerinde görmeye
değer.
Erzurum ‘ın çifte
minaresinde restorasyon vardı. Uzaktan görmek mümkün oldu. Hava karardığı için
meydana geri döndüm.
Yegör Lokantası ‘nda Çağ Kebap yedim. Lezzetli ve güzel
servis var. Tavsiye olunur. ‘Dur’ diyene kadar çağ kebap tek tek şişler halinde
tabağınıza getiriliyor. Yanında salata ve acılı ezme sunuluyor. Bir de Erzurum 'a özgü kadayıf sarma gibi bir tatlıları var. tatlı sevenlere tavsiye olunur.
Ulu (Atabey) Camisi |
Ulu (Atabey) Camisi:-Ana sahın (koridor) |
Ulu (Atabey) Camisi-Ahşap Kırlangıç Kubbe |
Ulu (Atabey) Camisi-Ana minber |
Ulu (Atabey) Camisi-Doğu/Batı Sahın |
Erzurum Çifte Minare |
Buradan çıkıp otele
giderken bir berbere girdim. Saç tıraşımı Erzurum ‘da oldum. Erzurum ‘da gözüme
çarpan berberlerin fazlalığı. Şehirde yürüyüşüm sırasında bir çok berber
dükkanına rastladım. Tıraş olmak aklımda yokken berbere oturmuş oldum.
Daha sonra otelime döndüm
ve odama çekildim. Yarınki etap Amasya ‘da son bulacak.
Macera dolu bir yolculuk olmuş,triptik belgesinin olmaması sizi oldukça yormuş ama sonu iyi bitmişse her şey iyi gitmiş derler.
YanıtlaSil