MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na / By MOTORCYCLE to the SILK ROAD
30. Gün / Day 30
: 14.06.2014 Cumartesi/Saturday
Kazvin (İran)>>>Tebriz (İran Azerbaycan ‘ı)
Yapılan km : 480
04:30 ‘da Niyazi ‘nin TIR
‘ında uyumaya başlamıştım. Uyandığımda saat sabahın 7 ‘siydi. Yani 2,5 saat
uyuyabilmiştim. Herkesten önce uyandım. Hemen yakınımızdaki dinlenme tesisinde
elimi yüzümü yıkadım. Az sonra uyanan Niyazi ‘yle ve diğer arkadaşlarla orada
kahvaltı ettik. Kişi başına açık kahvaltı büfesi için 4 USD mertebesinde bir
para ödeniyor. Kahvaltı çok çeşitli ve
güzel. Sıcak sosis, menemen, yumurta, omlet gibi yiyecekler var.
Kahvaltıdan kalkar
kalkmaz Niyazi ve diğer TIR ‘cı arkadaşlar hemen bitişiğimizdeki benzinciden
mazot almaya gittiler. Onlar mazot alırken ben de motorumu ve kendimi yolculuğa
hazırladım. Benzin istasyonuna gittim ve vedalaşmak üzere onların işlerinin
bitmesini bekledim. Benzin istasyonu çıkışında hatıra fotoğrafı çektim. Bu
arada Niyazi bana zorla 500.-USD verdi. ‘Al yanında bulunsun, İran gümrüğünde
başına iş gelebilir’ dedi.
Ben ve TIR Şoförü Niyazi Dal |
Bana kol kanat gerenler : Ali, Niyazi, Mehmet |
Tehran ‘dan Kuzeye doğru yükselirken hava sıcaklıkları makul olmaya başladı. Çölden eser kalmadı. Etraf mümbit
arazi haline kavuştu. Kuzey ‘e çıktıkça daha yaşanır bir hava hakim oldu.
Etrafta geniş tarlalar, bahçeler var. Yol otoban şeklinde Kuzey ‘e doğru
uzanıyor. Benzin ucuz ve bol. Zanjan
‘ı geçtikten sonra toprak tarzı değişti. Dağlık tepelik ve çorak yerler tekrar
başladı. Dağların rengi ve kesitleri kırmızı, yeşil. Etrafı seyrederek sürüş
yapıyorum. Bu arada kerpiç evleri olan köylerden geçtim. Köyler çok iptidai.
Elektrik var fakat evler kerpiçten yapılmış. Bu arada bir köyün önünde,
otobanın kenarında durdum.
Behran ve Rıza |
Hem su içeyim, hem de
fotoğraf çekeyim istedim. Derken küçük bir motosikletle iki çocuk geldi.
Birinin adı Rıza diğeri ise Behran. Az ilerde yolun kenarında karpuz
satıyorlarmış. Bana İbrahim Tatlıses ‘in durumunu sordu. Hayranıymış meğer.
Bir başka köy daha |
Tebriz ‘de konaklama :
Buralarda yollar geniş ve
satıh çok iyi. Tatlı virajlar ve tırmanışlar, inişler var. Keyifli bir sürüş
yaptım. 14:30 gibi Tebriz ‘e vardım. Tebriz in içinde otel bakacağım. Bir gece
burada kalıp, dinlenip yarın Gümrük çıkışına, Bazargan ‘a doğru süreceğim.
Tebriz ‘in içinde bir yerde genç bir delikanlıya şehrin merkezini ve kalacak
bir otel sordum. Oğlan sevimli ve cana yakın biri. Merkezin biraz dolambaçlı
olduğunu ve motorun arkasına atlayıp bana gösterebileceğini, hatta birkaç otel
gösterebileceğini söyledi. Hemen arkama aldım ve birlikte Tebriz ‘in içinde
ilerledik. Bu arada benzin almak zorunda olduğumu da söyleyince beni bir
benzinciye götürdü. Bu arada bir arkadaşıyla buluşacakmış. Onunla telefon
görüşmesi yaparak, benzinciye varmadan önce bir köşede onunla buluştuk ve
birlikte benzin alıp sonra da otele yöneldik. Gösterdiği ilk oteli beğendim.
Zaten bir gece kalacağım. Önemli olan motosiklet için park yeri olsun, şehrin
merkezinde veya yakınında olsun, temiz ve düzgün bir otel olsun. Hotel Tabriz
Gostaresh 142,000.-Tümen ‘lik bir otel. Buraya yerleştim.
Bu
arada bana yol gösteren oğlanla tanıştık. Adı Umut, arkadaşının adı ise Amir.
21 yaşlarında, üniversite öğrencisi ikisi de. Bana şehri tanımamda ve iyi bir
lokanta konusunda yardımcı olabileceğini söyledi. Severek kabul ettim. ‘Hele
bir otele yerleşeyim, saat 14:30 ‘da seni ararım’ dedim. Telefonlarımız aldık
verdik.
Odamın penceresinden Kuzey ve Tebriz |
Yıkanıp paklandıktan
sonra hemen loby ‘e indim. 14:30 gibi Umut ‘u aradım. 10 dakikaya geleceğini
söyledi ve arkadaşı Amir ‘le birlikte geldi. Altlarında bir tane eski ve
modifiye jip vardı. Üstü açık, arkada 4 kişilik koltuğu olan eski bir jip. Beni
arkaya bindirdiler.
Amir ve Umut |
Şehri gezdirdiler. Bu arada bir şeyler yesek iyi olur
dereken bir hot dog ‘cuya götürdüler. Sanki yarım francala gibi ekmeğin arasına
sosisleri ince dilip kızartıp başka bir takım katkılarla
sandviç haline getiriyor.
İzmir ‘in kumrusu gibi hazırlanıyor sanki. Daha ziyade öğrencilerin geldiği çok
küçük bir mekan. Bar büfesi tarzı masalarda da oturulabiliyor. Ayranla birlikte
güzelce karnımızı doyurduk. İran ‘ın ayranları hep nane aromalı. Bizdeki gibi
kokusuz değil.
Sonrasında jiple yola
devam ettik. Jipi Amir kullanıyor ve Umut benimle sohbet ediyor. Vali Asr
caddesine geldik. Burası çok popüler caddesiymiş Tebriz ‘in. Gençlerin arzı endam
ettikleri, birbirleriyle sohbet ettikleri bir yermiş. Tabii İslami polisin
olduğu bir ülkede ne kadar müsaade ediliyorsa?
Para bozdurmak üzere beni
bir sarraflar çarşısına götürdüler. 60.-USD bozdurdum. Hem otele ödeme
yapacağım hem de benzin ve akşam yemeğe için paraya ihtiyacım var. Bir süre
daha şehrin caddelerinde jiple dolaştık. Hem sarsıntıdan hem de yorgunluktan
uykum geldi. Çocuklara beni otele bırakmalarını söyledim. 17:00 gibi oteldeydik.
Umut ‘la Amir ‘e bir 10.-USD verdim. Çok teşekkür ettiler.
Odama çıktım. Bir müddet
kesintisiz uyudum. 19:10 gibi Niyazi ‘nin telefonuyla uyandım. Onlar da Tebriz ‘i
pas geçerek Türkiye yönünde ilerliyorlarmış. Tebriz ‘i geçince bir TIR parkında
geceleyeceklermiş.
Uyandıktan sonra fotoğraf
makinamla Tebriz ‘in ana caddelerine attım kendimi. Bu defa yalnızım. Otelin
bulunduğu caddede (İmam Khomeini) Batı ‘ya doğru yürüdüm. Çok işlek bir cadde.
Her iki yanda da dükkanlar ve çarşılar yer alıyor. Tebriz ‘de çok rahat
anlaşılabilecek Türkçe konuşuluyor. Lisan sorunumuz yok. Gayet iyi
anlaşabiliyoruz.
Cadde üzerinde Blue
Mosque var. Bahçesi park şeklinde düzenlenmiş. İnsanlar oturup sohbet
ediyorlar. Bu arada bir kasap dükkanına uğradım. Yaklaşık 65 yaşlarında, adı
Hüseyin.
70 yıllık kasap dükkanı ve 2.nesil Hüseyin |
Bu dükkan 70 yıllıkmış. Babasından kalmış. Şimdilerde oğlu, İbrahim ‘le
birlikte çalışıyorlarmış. Duvarda babasının resmi asılı. Beni oturttu, çay
ısmarladı. Mis gibi çayımızı içtik. Çaylar artık bizim bildiğimiz ve içtiğimiz
gibi. Tavşan kanı. Kıtlama şekerle içiliyor buralarda. Biraz sohbet ettikten
sonra ayrıldım. Birkaç dükkan sonra bir nargile kahvesinde mola verip fotoğraf çektim.
Tipler çok enteresan. Kahveci hem çay servisi, hem ateş servisi yapıyor bir
yandan da nargilesini içiyor. Toplasan 20-25 metrekarelik bir yer.
Tebriz ‘de insanlar :
Buradan ayrılarak cadde
boyunca yürüyorum. İleride büyük bir Pazar yeri var. Çok orijinal ve otantik bir
yer. Sanki tüm Tebrizli ‘ler burada. Tebriz ‘liler cana yakın, dost canlısı,
sohbete meraklı, modern görüşlüler. Bende bu izlenimi bıraktılar. Kadınları
kendilerine özen gösteriyor. Şık ve bakımlı olmayı seviyorlar. Vitrinlerdeki
giysiler kadınların şık giyime önem verdiklerini ima ediyor. Erkekler daha az
bakımlı fakat temizler. Tıknaz ve bize çok benziyorlar.
İran ‘ın bir bölümü
olmasına rağmen İran Azerbaycan ‘ı kendi dilini konuşan bir özerk bölge gibi.
Ekonomisi canlı. Endüstriyel yatırımlar ve kurulmuş olan serbest ticaret
bölgeleri nedeniyle kendilerine güvenleri tam.
Tebriz ‘in insanları
ticaret ve alış veriş için nefes alıp veriyorlar sanki. Esnafı bol ve ticareti
bol bir şehir. Bende bu izlenim oluştu.
Saat Meydanı |
Pazar yerini gezdim.
Akşam karanlığında meyve satıcılarını, kasapları, şekercileri, kuru yemişçileri,
giysi satanları, ayakkabı satıcılarını görüyorum. Oryantal bir Pazar yeri.
Tebriz ‘de bir günüm daha olsa iyi olurdu diye iç geçirdim.
Otele doğru cadde boyunca
dönüyorum. Yagout Lokantası ‘nda yemek yedim. Birkaç basamakla aşağıya
iniliyor. Genişçe ve yerel insanların çok geldiği bir lokanta burası.
Masalar temiz ve menüler
anlaşılır cinsten. Her yemeğin yanında haşlama pirinç pilavı var.
Tavuk ve et sevilen
yemeklerin ana maddesini oluşturuyor.
Lokantadan çıkıp akşam
karanlığında otelime yürüdüm. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş.
Odama çıktım. Bir müddet
bilgisayarımda bir şeyler yaptım ve sonra uyku. Yarın Bazargan sınır kapısına
doğru gideceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder