21 Haziran 2014 Cumartesi

MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na / By MOTORCYCLE to the SILK ROAD

MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na  /  By MOTORCYCLE to the SILK ROAD
30. Gün  /  Day 30  : 14.06.2014 Cumartesi/Saturday
Kazvin (İran)>>>Tebriz (İran Azerbaycan ‘ı)

Yapılan km : 480

04:30 ‘da Niyazi ‘nin TIR ‘ında uyumaya başlamıştım. Uyandığımda saat sabahın 7 ‘siydi. Yani 2,5 saat uyuyabilmiştim. Herkesten önce uyandım. Hemen yakınımızdaki dinlenme tesisinde elimi yüzümü yıkadım. Az sonra uyanan Niyazi ‘yle ve diğer arkadaşlarla orada kahvaltı ettik. Kişi başına açık kahvaltı büfesi için 4 USD mertebesinde bir para ödeniyor. Kahvaltı çok çeşitli ve güzel. Sıcak sosis, menemen, yumurta, omlet gibi yiyecekler var. 

Kahvaltıdan kalkar kalkmaz Niyazi ve diğer TIR ‘cı arkadaşlar hemen bitişiğimizdeki benzinciden mazot almaya gittiler. Onlar mazot alırken ben de motorumu ve kendimi yolculuğa hazırladım. Benzin istasyonuna gittim ve vedalaşmak üzere onların işlerinin bitmesini bekledim. Benzin istasyonu çıkışında hatıra fotoğrafı çektim. Bu arada Niyazi bana zorla 500.-USD verdi. ‘Al yanında bulunsun, İran gümrüğünde başına iş gelebilir’ dedi.
Ben ve TIR Şoförü Niyazi Dal
Bana kol kanat gerenler : Ali, Niyazi, Mehmet
Yaklaşık 08:30 ‘a gelirken teker döndü. Benim rotam Türkiye ‘ye doğru. Takestan, Zanjan, Tebriz. Sınır kapısına gitmek için zaten Tebriz ‘den geçmek gerekiyor. Tebriz ‘e yaklaştığımda durumuma ve mood ‘uma göre karar vereceğim. Ya Tebriz ‘de geceleyeceğim ya da Gümrük Kapısına yani Bazargan ‘a doğru ilerleyeceğim. Gönlüm Tebriz ‘i arzu ediyor.

Tehran ‘dan Kuzeye doğru yükselirken hava sıcaklıkları makul olmaya başladı. Çölden eser kalmadı. Etraf mümbit arazi haline kavuştu. Kuzey ‘e çıktıkça daha yaşanır bir hava hakim oldu. Etrafta geniş tarlalar, bahçeler var. Yol otoban şeklinde Kuzey ‘e doğru uzanıyor. Benzin ucuz ve bol. Zanjan ‘ı geçtikten sonra toprak tarzı değişti. Dağlık tepelik ve çorak yerler tekrar başladı. Dağların rengi ve kesitleri kırmızı, yeşil. Etrafı seyrederek sürüş yapıyorum. Bu arada kerpiç evleri olan köylerden geçtim. Köyler çok iptidai. Elektrik var fakat evler kerpiçten yapılmış. Bu arada bir köyün önünde, otobanın kenarında durdum.

Behran ve Rıza

Hem su içeyim, hem de fotoğraf çekeyim istedim. Derken küçük bir motosikletle iki çocuk geldi. Birinin adı Rıza diğeri ise Behran. Az ilerde yolun kenarında karpuz satıyorlarmış. Bana İbrahim Tatlıses ‘in durumunu sordu. Hayranıymış meğer.

Bir başka köy daha
Tebriz ‘de konaklama :
Buralarda yollar geniş ve satıh çok iyi. Tatlı virajlar ve tırmanışlar, inişler var. Keyifli bir sürüş yaptım. 14:30 gibi Tebriz ‘e vardım. Tebriz in içinde otel bakacağım. Bir gece burada kalıp, dinlenip yarın Gümrük çıkışına, Bazargan ‘a doğru süreceğim. Tebriz ‘in içinde bir yerde genç bir delikanlıya şehrin merkezini ve kalacak bir otel sordum. Oğlan sevimli ve cana yakın biri. Merkezin biraz dolambaçlı olduğunu ve motorun arkasına atlayıp bana gösterebileceğini, hatta birkaç otel gösterebileceğini söyledi. Hemen arkama aldım ve birlikte Tebriz ‘in içinde ilerledik. Bu arada benzin almak zorunda olduğumu da söyleyince beni bir benzinciye götürdü. Bu arada bir arkadaşıyla buluşacakmış. Onunla telefon görüşmesi yaparak, benzinciye varmadan önce bir köşede onunla buluştuk ve birlikte benzin alıp sonra da otele yöneldik. Gösterdiği ilk oteli beğendim. Zaten bir gece kalacağım. Önemli olan motosiklet için park yeri olsun, şehrin merkezinde veya yakınında olsun, temiz ve düzgün bir otel olsun. Hotel Tabriz Gostaresh 142,000.-Tümen ‘lik bir otel. Buraya yerleştim. 

Bu arada bana yol gösteren oğlanla tanıştık. Adı Umut, arkadaşının adı ise Amir. 21 yaşlarında, üniversite öğrencisi ikisi de. Bana şehri tanımamda ve iyi bir lokanta konusunda yardımcı olabileceğini söyledi. Severek kabul ettim. ‘Hele bir otele yerleşeyim, saat 14:30 ‘da seni ararım’ dedim. Telefonlarımız aldık verdik.

Odamın penceresinden Kuzey ve Tebriz
Yıkanıp paklandıktan sonra hemen loby ‘e indim. 14:30 gibi Umut ‘u aradım. 10 dakikaya geleceğini söyledi ve arkadaşı Amir ‘le birlikte geldi. Altlarında bir tane eski ve modifiye jip vardı. Üstü açık, arkada 4 kişilik koltuğu olan eski bir jip. Beni arkaya bindirdiler. 

Amir ve Umut
Şehri gezdirdiler. Bu arada bir şeyler yesek iyi olur dereken bir hot dog ‘cuya götürdüler. Sanki yarım francala gibi ekmeğin arasına sosisleri ince dilip kızartıp başka bir takım katkılarla
sandviç haline getiriyor. İzmir ‘in kumrusu gibi hazırlanıyor sanki. Daha ziyade öğrencilerin geldiği çok küçük bir mekan. Bar büfesi tarzı masalarda da oturulabiliyor. Ayranla birlikte güzelce karnımızı doyurduk. İran ‘ın ayranları hep nane aromalı. Bizdeki gibi kokusuz değil.

Sonrasında jiple yola devam ettik. Jipi Amir kullanıyor ve Umut benimle sohbet ediyor. Vali Asr caddesine geldik. Burası çok popüler caddesiymiş Tebriz ‘in. Gençlerin arzı endam ettikleri, birbirleriyle sohbet ettikleri bir yermiş. Tabii İslami polisin olduğu bir ülkede ne kadar müsaade ediliyorsa?

Para bozdurmak üzere beni bir sarraflar çarşısına götürdüler. 60.-USD bozdurdum. Hem otele ödeme yapacağım hem de benzin ve akşam yemeğe için paraya ihtiyacım var. Bir süre daha şehrin caddelerinde jiple dolaştık. Hem sarsıntıdan hem de yorgunluktan uykum geldi. Çocuklara beni otele bırakmalarını söyledim. 17:00 gibi oteldeydik. Umut ‘la Amir ‘e bir 10.-USD verdim. Çok teşekkür ettiler.

Odama çıktım. Bir müddet kesintisiz uyudum. 19:10 gibi Niyazi ‘nin telefonuyla uyandım. Onlar da Tebriz ‘i pas geçerek Türkiye yönünde ilerliyorlarmış. Tebriz ‘i geçince bir TIR parkında geceleyeceklermiş.

Uyandıktan sonra fotoğraf makinamla Tebriz ‘in ana caddelerine attım kendimi. Bu defa yalnızım. Otelin bulunduğu caddede (İmam Khomeini) Batı ‘ya doğru yürüdüm. Çok işlek bir cadde. Her iki yanda da dükkanlar ve çarşılar yer alıyor. Tebriz ‘de çok rahat anlaşılabilecek Türkçe konuşuluyor. Lisan sorunumuz yok. Gayet iyi anlaşabiliyoruz.




Cadde üzerinde Blue Mosque var. Bahçesi park şeklinde düzenlenmiş. İnsanlar oturup sohbet ediyorlar. Bu arada bir kasap dükkanına uğradım. Yaklaşık 65 yaşlarında, adı Hüseyin. 
70 yıllık kasap dükkanı ve 2.nesil Hüseyin
Bu dükkan 70 yıllıkmış. Babasından kalmış. Şimdilerde oğlu, İbrahim ‘le birlikte çalışıyorlarmış. Duvarda babasının resmi asılı. Beni oturttu, çay ısmarladı. Mis gibi çayımızı içtik. Çaylar artık bizim bildiğimiz ve içtiğimiz gibi. Tavşan kanı. Kıtlama şekerle içiliyor buralarda. Biraz sohbet ettikten sonra ayrıldım. Birkaç dükkan sonra bir nargile kahvesinde mola verip fotoğraf çektim. 



Tipler çok enteresan. Kahveci hem çay servisi, hem ateş servisi yapıyor bir yandan da nargilesini içiyor. Toplasan 20-25 metrekarelik bir yer. 

Tebriz ‘de insanlar :

Buradan ayrılarak cadde boyunca yürüyorum. İleride büyük bir Pazar yeri var. Çok orijinal ve otantik bir yer. Sanki tüm Tebrizli ‘ler burada. Tebriz ‘liler cana yakın, dost canlısı, sohbete meraklı, modern görüşlüler. Bende bu izlenimi bıraktılar. Kadınları kendilerine özen gösteriyor. Şık ve bakımlı olmayı seviyorlar. Vitrinlerdeki giysiler kadınların şık giyime önem verdiklerini ima ediyor. Erkekler daha az bakımlı fakat temizler. Tıknaz ve bize çok benziyorlar.



İran ‘ın bir bölümü olmasına rağmen İran Azerbaycan ‘ı kendi dilini konuşan bir özerk bölge gibi. Ekonomisi canlı. Endüstriyel yatırımlar ve kurulmuş olan serbest ticaret bölgeleri nedeniyle kendilerine güvenleri tam.

Tebriz ‘in insanları ticaret ve alış veriş için nefes alıp veriyorlar sanki. Esnafı bol ve ticareti bol bir şehir. Bende bu izlenim oluştu.

Saat Meydanı
Pazar yerini gezdim. Akşam karanlığında meyve satıcılarını, kasapları, şekercileri, kuru yemişçileri, giysi satanları, ayakkabı satıcılarını görüyorum. Oryantal bir Pazar yeri. Tebriz ‘de bir günüm daha olsa iyi olurdu diye iç geçirdim.

Otele doğru cadde boyunca dönüyorum. Yagout Lokantası ‘nda yemek yedim. Birkaç basamakla aşağıya iniliyor. Genişçe ve yerel insanların çok geldiği bir lokanta burası.
Masalar temiz ve menüler anlaşılır cinsten. Her yemeğin yanında haşlama pirinç pilavı var.
Tavuk ve et sevilen yemeklerin ana maddesini oluşturuyor.

Lokantadan çıkıp akşam karanlığında otelime yürüdüm. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş.
Odama çıktım. Bir müddet bilgisayarımda bir şeyler yaptım ve sonra uyku. Yarın Bazargan sınır kapısına doğru gideceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder