MOTOSİKLETLE İPEK YOLU ‘na / By MOTORCYCLE to the SILK ROAD
17. Gün / Day 17
: 01.06.2014 Pazar/Sunday
Taşkent (Özbekistan) : Dinlenme Günü-2
Yapılan km : 263 Yakın çevrede küçük
geziler
Taşkent ‘de, Hotel
Uzbekistan ‘da 2. sabaha uyandım. Gezginler erken uyanır. Ben de hep 6:30 – 07:00
arası dikiliyorum. Belki içimde yabancılığın verdiği tatlı bir tedirginlik
olabilir. Yaşanacakların neredeyse tamamı sistemimin ve olağan yaşantımın
dışında olabilecek unsurlar. Tüm bunlar zihinde bir uyarma etkisi yapıyor
sanırım.
Bugün oğlum Ömer ‘in
doğum gününü kutlayacağım. Ama o şu sıralarda uyuyordur. Türkiye Özbekistan ‘a
göre 2 saat geriden geliyor. Ona güzel bir mesaj yazdım. WhatsApp ‘dan
gönderdim. Uyanınca okur sanırım. 15 yıldır doğum günlerinde birlikteydik. Ama
bu defa yanında yokum. Umalım ki daha uzun süre birlikte olabilelim.
Emilio Scotto ile tanışma :
08:00 gibi kahvaltıya
indim. Malum standart kahvaltı: Peynir, domates, salatalık, biraz kıvırcık
salata, salam, omlet. Bahsettiğim 4 motorcu da kahvaltıdalardı. İçlerinden bir
tanesi bayan. İçlerinden biri şişman ve göbekli. Oturdukları masada onlar da
kahvaltılarını tamamlamış gibi görünüyorlar. ‘Buenos Dias ‘ diyerek yanlarına yanaştım.
Onlar da beni selamladılar. Elimde çayımla boş koltuğa iliştim. Motorla seyahat
ettiğimi, onların da motorlarını gördüğümü söyledim. Sohbet başladı böylece. Konuştuğum
şişman göbekli şahıs yaklaşık 55-57 yaşlarında. Akran gibiyiz yani. Adı Emilio
Scotto; Arjantinli. “Longest Ride” adlı kitabın yazarı. Adam meğer Guinnes
Rekorlar kitabında 2009 yılında yaptığı en uzun motosiklet sürüşüyle bir rekora
adını yazdırmış. Motosikletle en uzun seyahati yapmış ve şimdilerde Arjantin ‘den
çeşitli yerlere motosiklet turları düzenliyormuş.
(www.emilioscotto.com) Gerçek bir
profesyonelle tanışmanın keyfini ve gururunu yaşamış oldum. Onlar da bugün Bukhara ‘ya
doğru gideceklermiş. Pekin veya Şangay ‘dan hareket etmişler İspanya ‘ya doğru
gidiyorlarmış. Yanlarında onları yedekleyen bir de minibüsle birlikte. Benim yalnız
seyahat ettiğimi öğrenince farklı bir bakış attı bana.
Bugünü Taşkent ‘de değil
de Kazakistan ‘da Chimkent ‘e giderek geçirmeyi hedefledim.
Haritalara göre Chimkent
buraya 125 km ve Kazakistan için vize zorunluluğumuz da bulunmuyor. Özbekistan
vizem de 2 girişe müsait. Yani rahat rahat günübirlik bir Kaakistan yapıp
gelebileceğim. Günlük çantamı hazırlayarak korumalı kıyafetlerimi de giyinerek
yola çıktım. Taşkent ‘den Kazakistan sınırı yaklaşık 20 km. ½ saatte sınıra
geldim ama gel gör ki geçit vermediler. Sınır anlamadığım bir nedenden dolayı
kapatılmış. Ama etrafta yayan bir çok insan oradan bu tarafa, bu taraftan o
taraf geçiyor. Sanırım araç trafiğine kapalıymış. Bana daha Güneyde Chinoz diye
bir yerden geçiş yapabileceğimi söylediler.
Bu da işleri de yolları
da uzatıyor tabii. Taşkent ‘den aşağı yaklaşık 70 km in ve sonra Kazakistan ‘a
geçip tekrar yukarı çıkmayı gerektiriyor. Vazgeçtim ve bu civarda yapılabilecek
en iyi şeylerden birini yaptım.
Chorvoq Göleti ve Doğal Park :
Haritaya göre hemen
yakınımdan bir yolla yaklaşık 60-70 km sonra bir baraj göleti olmalı.
Chirchiq, G’azalkent gibi
iki şehirden geçerek söz konusu Chorvoq Göleti ‘ne ulaşmayı planladım. Hemen az
ilerden okların gösterdiği gibi Chirchiq yönünü aldım.Tam köy yolları.
Bir süre dar ve köy içi
yollardan sürdüm. Biraz sonra yollar daha düzgün bir hal aldı ve kasabalar
arası yol oldu. Qibray kasabasını geçtim Chirchiq ‘e ulaştım. Askeri birlikleri
bolca olan bir şehir görünümünde. Sanki savunma amaçlı geliştirilmiş bir şehir.
Devam ediyorum ve G’azalkent ‘e geldim. Biraz daha küçükçe bir şehir. G‘azalkent
‘in çıkışında yol birden enfes bir otobana bağlandı. Dönüş yolculuğumda fark
edeceğim gibi meğer bu yol Taşkent ‘le Chirchiq ve G’azalkent arasındaki ana
bağlantıymış.
Otoyol bir süre sonra
nefis dağlık manzaraların arasında oluşmuş olan göletin etrafında ilerlemeye
başladı. Gölü sol yanımda iliyorum ama yol nefis ve virajları çok iyi. Asfalt
kaplama tutucu ve pürüzsüz. Yaklaşık 20-25 km böyle sürüş yaptım. Bir yerlerde
durdum manzara fotoğrafı çektim.
Yanıma sokulanlara Türkiye ‘den geldiğimi anlatınca şaşırdılar garipler. Birden yol bozuldu. Çukurlar ve beton yolda delikler filan oluşmaya başladı. Ama durmak yok elbette. Gölün etrafını saatin ters istikametinde dönmeyi hedefledim.
Baraj Göleti ve arkada G'azalkent |
Yanıma sokulanlara Türkiye ‘den geldiğimi anlatınca şaşırdılar garipler. Birden yol bozuldu. Çukurlar ve beton yolda delikler filan oluşmaya başladı. Ama durmak yok elbette. Gölün etrafını saatin ters istikametinde dönmeyi hedefledim.
Güzel köyler ve gölün
kenarına yapılmış tatil yerleşimlerinden geçiyorum. Buraları aslında
Yaz tatili geçirmek üzere
hazırlanmış bölgeymiş. Etrafta devamlı tatile çağrı ilanları ve reklamları var.
Köy hayatı, doğal hayat, dağlar, gölde spor gibi birçok konuya yönelik davetler
var. Hava sıcaklığı gayet iyi. 25-26 derece C ‘larda. Gölün dağların içine
girdiği en sivri ve dar noktasından bir köprüyle gölün diğer yakasına
geçiliyor. Bir köprü var tam burada. Yaklaşık 100-120 metrelik bir köprü.
Köprünün üzerinde durup fotoğraf çekesim geldi. Meğer fotoğraf yasağı varmış
köprünün üstünde. Kafamda kask olduğu için duyamamışım. Köprünün ilerideki
ucundan bir asker koşarak bana yaklaştı. Pasaportumu istedi, verdim. Durumun
kritik olduğunu anladım. Neyse ilerideki kulübelerine gittim ve oradaki komutanla
konuştuk. İkaz levhalarını görmediğimi söyledim. Tek bir poz çektiğimi onu da
gözlerinin önünde sildim. Neyse iş sulha kavuştu ve yola devam. Şimdi gölün
Kuzey kenarında sürüyorum. Köylerin içlerinden geçmeye devam. Bu yakada
heyelandan dolayı yollarda göçükler var ve zaman zaman akan taş ve kayalardan
dolayı birikmeler var.
Başıma bir iş gelmeden devam
ediyorum. Ama yol bitmek bilmiyor. Gölün bu yakası hem kıvrımlı hem de sürat
yapmama izin vermiyor. Neyse en Kuzey ‘inde yine daralan bir yerde bu defa asma
köprü var. Tabanı tahta. Oradan geçerek bu defa gölün Taşkent ‘e dönüş
tarafındayım. Yolun durumu iyileşti. Biraz daha hız kazanabildim.
Mükemmel bir sürüşle G’azalkent ‘e geldim. Gölün etrafı tahminen 100 km gelebilir. Günübirlik güzel bir gezi rotası olabilir. Bundan sonrası Taşkent ‘e kadar otoban artık.
Göletin en Kuzey noktasından dönüş |
G'azalkent ve Taşkent 'e doğru |
Mükemmel bir sürüşle G’azalkent ‘e geldim. Gölün etrafı tahminen 100 km gelebilir. Günübirlik güzel bir gezi rotası olabilir. Bundan sonrası Taşkent ‘e kadar otoban artık.
Chirchiq şehri sağımda
kaldı bu defa. Birçok sanayi tesisi gördüm. Birçok bacası olan endüstriyel
işletme var burada. Belli ki, Özbekistan ‘ın ağır sanayisinin bir bölümü burada
yerleşik. Keyifli bir sürüşle yaklaşık 1 saat 30 dakika sonra otelime indim.
Yolda bir benzinci bulup depomu da doldurma şansım oldu.
Otelde aklanma ve
paklanma işleri ve arkasından biraz dinlenmece. Akşam karanlığı çökünce
otelimden çıkıp 20 dakikalık bir yürüyüşle Broadway (=Sayılgoh Ko’chesi) de
salına salına Orzu Restoran ‘a gittim. Burası sanki bizim hızlı restoranlarımız
gibi işletilen bir yer. Türk usulü İskender, İnegöl Köfte, hamburger çeşitleri,
v.s var. Genç genç garsonlar oraya buraya koşturuyorlar, siparişleri
yetiştirmeye çalışıyorlar. Bir Türk firması tarafından işletiliyormuşçasına düşünceye
kapıldım. Türk usulü bir İskender ‘le Taşkent ‘de karşılaşınca bir denemek
istedim. Bir küçük salata önünden iyi gitti ama bizim İskenderlerimiz ne
güzelmiş meğer.
Hazmederek yürüyüş ve
otele dönüş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder